Yazmak ya da senaryo yazımı başlı başına sanatsal bir uğraştır; kurallar, başarıya götüren sihirli bir dokunuş ve ya başarıya götüren matematiksel bir formül yoktur. Ancak her iyi senaryonun ayırt edici ve özgün bir dili, üslubu vardır. Bir gazetede yer alan her köşe yazarını değil de neden hep belli kişileri okuruz? Cevap bir yerden sonra sahip oldukları özgün dile varacaktır. Aynı konuyu iki farklı yazarın senaryolarında işleme yöntemleri birbirinden bir hayli farklı olacaktır. Buna rağmen, ikisi de ele aldıkları konuyu etraflıca işleyip hakkını verebilirler.
“Kelimeler kalbin sesidir.” – Konfüçyüs
Bunu daha iyi anlatmanın bir yolu yok. Basitçe anlatmak gerekirse, dilin ya da üslubun aslında sensindir: mizacın, ruhun, seni sen yapan özelliklerinin bir özütüdür. Bir senarist olarak okuyucunun ilgisini çekip filmin izleyicisiyle bağ kurmak için aksiyonu betimleme tarzın, kelime seçimin, sayfanın nabzı ve ritmi en az aldığın kararlar kadar önemlidir. Özenli bir prova sürecinden sonra izleyiciyi yönlendirerek asıl dansın gerçek bir katılımcısı haline getirdiğin gösteridir.
Sahip olduğun dil, bir şey hariç tüm bunları etkilemelidir: diyaloglar. Diyaloğu karakter belirler. Her bir karakterin kendine has bir konuşması –mizaç, aksan, lehçe, argo kullanımı vs.- olmalıdır. Karakterlerin diyaloglarını sen yazıyor olabilirsin ama bu diyalogları kaynakları aslında bambaşka bir yerdedir. Eğer doğru bir yol izlersen diyalogları sen değil karakterlerin kendisi yazar.
Bu bölümde, izleyiciyle nasıl güçlü bir bağ kurabileceğine yönelik işe yarar yöntemler öğreneceksiniz. Reklam unsurunu kullanarak hikayenin geleceğini nasıl pazarlayacağınızı, senaryoda ektiğiniz tohumları sonuç kısmında nasıl meyveye dönüştüreceğinizi, tüm bu yöntemlerle izleyicinin hikayeye daha fazla dahil olması için, öncesinde ve sonrasında vermeniz gereken unsurları tek tek öğreneceksiniz. Gerilim, gizem ve şüphenin, izleyiciyi etkileyerek korku ve umut duyarak beklentiye girmesini nasıl sağladığını, bir bilgiyi geç ileterek ya da izleyicinin beklentilerini boşa çıkararak nasıl bir etki oluşturabileceğinizi, tüm bunları kapsamlı bir atmosfer kurup kendi üslubunuz ve ritminizle nasıl elde edeceğinizi göreceksiniz.
Ancak sahip olduğunuz dil, üslup ya da ses yazara aittir ve öğretilemez. Bu zamanla gelişen bir özelliktir ve diğer çoğu teknikte olduğu gibi ancak çok çalışarak sağlanabilir. Bu yüzden oturup yazmaya başlayın.