İnsanın hatırladığı şeyler ne tuhaf: orta okulda kız arkadaşım beni terk ettiğinde bodruma saklanıp ağlamamı, saatlerimi bilgisayarın karşısında oyun oynayarak geçirmemi, çekim yapan yerel bir haber ekibini izlememi ya da ölen köpeğimi göz yaşları içinde toprağa vermemi.
Hüzün, terk edilme ya da ergenlik anılarının senaryo yazarlığı ile ilgisinin ne olduğunu düşünüyor olmalısınız. Bana kalırsa, çok yakından ilgili.
Hepimiz aynı duraklardan geçtik. Senaryonuzu bitirirsiniz ve muhteşem olduğunu düşünürsünüz. Gururla birilerine okutursunuz ki size çok kötü olduğunu ifade ederler: ‘Yapısal olarak hatalar içeriyor’, ‘İyi de, bunda hikaye diye bi şey yok ki…’, ‘İnsanlar bu şekilde konuşmazlar’, ‘Baş karakterin hiç ilgi çekici değil’, ‘Çok abartmışsın’, ‘Hobi olarak yaz, ne dersin?’ gibi cevaplar alırsınız.
İşin aslı şu ki, iyi bir senaryo oluşturmak oldukça karmaşık ve zor bir süreçtir. Atmosfer, gerilim, karakterler, çatışma, tema, dil, sekanslar, ritim, olay örgüsü, ruh hali, diyalog, biçim, sahneleme, tarz, çeşitlilik, zirve noktası, aksiyon ve daha birçok ögenin uyumlu bir şekilde kelime ve cümleler aracılığıyla somutlaştırılarak senaryoya dönüştürülmesi gerekmektedir. Dahası, senaryonuzun okuyan kişi üzerinde, kız arkadaşınızın sizi terk ettiğine benzer bir duygu oluşturması gerekir.
İngmar Bergman senaryo yazımı ile ilgili çok doğru bir söz söylemiştir: ‘Neredeyse imkansız bir iş’.
Ancak imkansız değildir. Yoğun bir çalışma ve biraz yardım ile herkes bir senaryo yazabilir, hatta iyi bir senaryo. İnanılmaz zor olduğu bir gerçektir ancak üstesinden gelebilirsiniz.
Takip eden sayfalarda, yılların senaryo yazarlığı deneyimini yansıttığımız makaleleri, kategoriler halinde inceleyebilirsiniz. Hemen bir sandalye çekip kolları sıvayın ve çalışmaya başlayın. Şimdiye dek bir kaç senaryo yazdınız ancak yapı üzerine bir kaç sorunuz mu var, menüyü kullanarak doğrudan aradığınız makaleye erişebilirsiniz. Eğer bu işe yeni başlıyorsanız, tabi ki baştan başlamanız gerekmektedir.
Bol şans ve iyi yazmalar!