Bosphorus Film Lab’da Filmler, Sektör ve TRT Konuşuldu
TRT Yönetim Kurulu Başkanı ve Genel Müdürü Sn. İbrahim Eren, 7. Beyoğlu Film Festivali kapsamında Uluslararası Arthouse Stratejisine Doğru: Filmler, Sektör ve TRT etkinliğinde konuşma yaptı.
Türk ve dünya sinemasındaki fon problemi ile buna yönelik olarak TRT’nin bu sene uygulamaya koyduğu TRT 12 Punto projesi ve sinema alanındaki gelecek vizyonunun konuşulduğu etkinliğe katılım yoğun oldu.
T.C. Kültür ve Turizm Bakanlığı Sinema Genel Müdürlüğü, Kurumsal İş Ortağı TRT, Global İletişim Ortağı Anadolu Ajansı ve Kurumsal İletişim Ortağı Türk Medya’nın destekleriyle gerçekleşen 7. Boğaziçi Film Festivali kapsamında sektörün duayen ismi, sinemaseverlerin karşısına çıktı. TRT’nin en genç ikinci Genel Müdürü olduğunu belirten Eren, “Bir kamu yayıncısının temel görevi önce kendi ülkesinin, kendi milletinin beğeneceği, seveceği işleri yapmaktır. Kamu yayıncısının işlerinin en temeli kamu yararına iş yapmaktır. Yaptığımız işlerin kamu yararına olması lazım. Ardından onu izletebilmek de önemli. O da sizin televizyon dalındaki mesleki başarınızla alakalı. İzletebilme mesleki bir başarıdır. Kolaya kaçılmaması gerekir. Yaptığımız her işte kamu yararını merkeze aldık, ardından nasıl izletebileceğimiz kısmına kafa yorduk. Genel olarak mantığımız herkesin yapmadığı işleri yapmaya çalışmak. Genel olarak sinema sektörüne, endüstriye nasıl destek olabileceğimize baktık.” dedi.
Sektörün çok parçalanmış olduğunu ve ayakta kalmasının zor olduğunu belirten İbrahim Eren, dizi sektöründe pazara giriş bariyerlerinin yüksek olduğunu belirtti. “Biz işi merkeze koymaya çalıştık. Zor bir süreç. Genç bir genel müdürüm ve yavaş yavaş değişime başlıyoruz.” diye konuştu.
TRT 2’nin en güzel işlerinden biri olduğunu belirten İbrahim Eren, TRT World’ün de Türk yayıncılık tarihinde benzeri olmadığını söyledi. Kalitesinin de uluslararası standartlarda olduğunu belirten Eren, izlenme oranlarının üç yılda geldiği noktanın beklentilerini aştığını belirtti. TRT Belgesel için de çok emek verildiğini belirten Eren, TRT Televizyon Filmleri projesi hakkında da konuştu. 30 film yaptıklarını ve maliyetinin çok fazla olduğu için verim alamadıklarını belirten Eren; “Amacımız bağımsız film yapanlara, arthouse sanat filmi yapanlara destek çıkabilmek. Para desteği yeterli değil. Biz bu projemizde eğitimler verdik, o filmler hala izleniyor. Oradan iyi yapımcılar, görüntü yönetmenleri ve yönetmenler çıktı. Sektöre o sayede girenler oldu. Projeyi tamamen öldürmedik, senaryo başvurularını almaya devam ettik. Ardından biz bu uluslararası film festivallerine ortak olduk. Başvuruları sanal ortamlardan aldık, incelemeleri uzmanlara yaptırdık. Senaryo başvurusunu ayrı aldık, yapımcı eşleştirmeye çalıştık. Türkiye’de bir başarı varsa peşine başarısızlık gelme ihtimali çok yüksek oluyor. Başarı paylaşılamıyor.” diye belirtti. İlk olarak Saraybosna Film Festivali’yle ortaklık kurduklarını belirten Eren, “Saraynosna Film Festivali bize değişik tecrübeler kazandırdı. İşlerin nasıl ilerlediğini gözlemledik. Sektörden temsilcilerle bir araya geldik. Ancak şöyle bir sıkıntı var; bütün kanalları yapılandırmaya, yeniden şekillendirmeye çalışıyoruz. Yakın zamanda Uluslararası Ortak Yapım Filmleri kurduk. Aşırı bir yoğunluk var. Bu sırada da sanat filmlerine nasıl destek oluruz, festival filmlerini nasıl geliştiririz diye düşünüyoruz. Bir yandan da gençlere destek olmaya çalışıyoruz.” dedi.
TRT 2 ile sanat filmlerine destek olacak bir mecra yarattıklarını belirten İbrahim Eren, “Bizim yapmamız gereken filmlerin ilk senaryo aşamasında, pitching aşamasında uluslararası jüriyle bunları değerlendirmek ve ortak olduğumuz, Saraybosna Film Festivali gibi festivallerde tanıtabilmek.” diye belirtti.
Avrupa’daki çok önemli festivallerle de ortaklık kuracaklarını belirten İbrahim Eren, “Baştan dağıtımcı olmazsa o proje olmuyor. Filminizi çekip de dağıtımcı olmadan festivallere göndermek isterseniz bu başarısız bir proje olur. Çok sıradışı bir projeniz olması lazım ki o aşamada dikkat çekebilsin. Festivallerdeki hemen hemen her film fonlarla, her aşamada dolaşarak, network kurarak duyuruluyor. Kültür Bakanlığı’ndan destek alıyorsunuz, o para asla filmi çekmeye yetmiyor, birikimlerinizden kullanıyorsunuz. Ancak bunlar genellikle uluslararası festival yolculuklarında başarısız oluyor.” diye belirtti.