Yazılar

TRT Genel Müdürü ve Yönetim Kurulu Başkanı İbrahim Eren 12 Punto Özel Yayını’nda Önemli İsimler ile Bir Araya Geldi

TRT Yönetim Kurulu Başkanı ve Genel Müdürü İbrahim Eren, Oscar adayı TRT ortak yapımı filmlerin yönetmenleriyle TRT 2’de yayınlanan 12 Punto Özel Programında bir araya geldi.

12 Punto Senaryo Günleri, sektör için kapılarını aralıyor. Bu yıl üçüncüsü düzenlenen “12 Punto TRT Senaryo Günleri” ile projeler destekleniyor, uluslararası çapta filmlere katkı sağlanıyor.

“12 Punto 3 yıl önce başladı”

TRT Yönetim Kurulu Başkanı ve Genel Müdürü İbrahim Eren, 12 Punto TRT Senaryo Günleri’ne katılan önemli isimler ile bir araya geldi. Eren, TRT’nin bu alandaki desteğinin süreceğini vurguladı.

İbrahim Eren, “Her zaman şuna inanıyorum; bazı organizasyonlar şanslı başlar. 12 Punto’nun şansının da bu olduğuna inanıyorum. 12 Punto 3 yıl önce başladı. 15 yılın üzerinde TRT tecrübesi var burada” dedi.

“TRT’deki hayallerimden biriydi”

12 Punto TRT Senaryo Günleri’nin TRT’deki hayallerinden biri olduğunu vurgulayan Eren, şunları söyledi:

“Bizimki profesyonel bir organizasyon. Ama bir taraftan manevi olarak baktığımızda amatör ruhla destekliyoruz. Prodüktörleri her aşamada destekliyoruz. Senaryolaştırma, eğitim veya dünyaya yayma gibi bir destekleri yok ama biz 12 Punto’da bu farklı aşamaları da destekliyoruz. Bu benim TRT’deki hayallerimden bir tanesiydi. 8 yıldır TRT’deyim, çok iyi senaryolar gördüm. Soykırımla alakalı. Biz rekabet etmiyoruz, yardımcı olmaya çalışıyoruz.”

“TRT logolu filmler göreceğiz”

İbrahim Eren, 12 Punto’da elde edilen başarının önümüzdeki yıllarda TRT logolu filmlerle meyvesini vereceğini söyledi:

“Bizler de bu yolculuğun bir parçası oluyoruz. Prodüktörlerle beraber biliyorsunuz TRT’nin sinematik vizyonunda önümüzdeki 5-10-20 yıl için pek çok yeni filmde TRT’nin logosunu göreceğiz. İster büyük ister küçük olsun, bu önemli değil. Önemli olan her zaman onların yanında okmak.”

“TRT olmasaydı gerçekleştiremezdik”

Yönetmen Jasmila Zbanıc, TRT’nin önemine dikkati çekerek, “TRT olmasaydı bunu gerçekleştiremezdik. Bu o kadar önemli bir yatırımdı. Ortak projeyi gerçekleştirdiğimiz 9 Avrupa ülkesi var. TRT’de böyle bir koşul yoktu. İstediğimiz gibi parayı kullanabildik” dedi.

“Film çekmek önemli bir yolculuk”

Yönetmen Tamara Kotevska ise şöyle konuştu:

“Film çekmek önemli bir yolculuk. 4 kişilik bir ekiple başladık. Koşullar çok önemli. Birisi bunlarla başa çıkmazsa bu film beklendiği gibi olmayacaktır.”

Geliştirilen projeler 12 Punto’nun uluslararası jüri üyelerine sunulacak. 4 projeye TRT Ortak Yapım Ödülü, 4 projeye ise TRT Ön Alım Ödülü verilecek.

TRT Ortak Yapımı “Honeyland” İstanbul Prömiyerini 12 Punto 2021’de Gerçekleştirdi

12 Punto 2021’de, iki Oscar adaylığı bulunan ödüllü film “Bal Ülkesi” (Honeyland) gösterildi.

İstanbul Feriye’deki gösterim sonrası gerçekleştirilen söyleşiye katılan filmin yönetmenleri Tamara Kotevska ve Ljubomir Stefanov, yapımla ilgili merak edilenleri anlattı.

Açık havadaki gösterimde sinemaseverlerle buluşan yönetmenlerden Ljubomir Stefanov, pandemi dolayısıyla uzun zaman sonra bu tür bir etkinliğe katıldıklarını ve mutlu olduklarını dile getirdi.

Stefanov, Bal Ülkesi’nden daha önce kısa bir belgesel film için Kotevska ile bir yıl boyunca çalıştıklarını belirterek: “Ekibimizle aramızda bir güven ve birbirimizi daha iyi anlamak söz konusu oldu. Toplam 5 kişiydik. Bu ilk belgeseli bitirdikten sonra, merkez Makedonya’da terk edilmiş alanlarda araştırmalara başladık. Hedefimiz, hikaye bulmaktı. Orada 10-15 terk edilmiş köy vardı. O bölgeye girdiğimizde, kayalardaki delikleri gördük. Anladık ki hikayemizi bulmuştuk.” ifadelerini kullandı.

Kotevska, çekimlerin gerçekleştiği bölgedeki yaşam koşulları, orada yaşamayanlar için pek uygun olmadığına dikkati çekerek, şu bilgileri verdi:

“Çadırlarımız ve gıdamızla tam anlamıyla hazırlıklı olmamız gerekiyordu. Aracımız bir kerede 3 kişiyi ve ihtiyaç malzemelerini taşıyabiliyordu. Bu nedenle tüm ekibin bölgeye taşınması için iki defa aracın git gel yapması gerekiyordu. Tüm ihtiyaç malzemelerinin tükenmesi dolayısıyla her gidişimizde en fazla 3 akşam kalabiliyorduk. Hiçbir gidişimizde 3 akşamdan daha uzun kalamadık. 3 akşamdan sonra geri dönüp yeniden temel ihtiyaç malzemelerini alıp geri dönüyorduk.”

Ljubomir Stefanov da 3 yıl süren çekimler sırasında oradaki varlıklarına alıştırmak için sürekli gidip geldiklerini aktardı. İhtiyaç olması dolayısıyla bazen bir haftada iki kez giderek, 4 gün çekim yaptıklarını ancak kimi zaman da 3-4 ay gidemediklerini, bu nedenle Hatice’nin hayatındaki önemli olayların bir kısmını kaçırdıklarını ifade etti.

Kotevska, çekimler sırasında Hatice’nin yaşadığı sıkıntılarla ilgili bir soru üzerine, şöyle konuştu:

“Belgesel filmciliği ben doktorluğa benzetiyorum. Çünkü bir noktada insan olarak kalmalısınız ancak diğer noktada ise olayların devam etmesi, o kişinin yaşamını doğal olarak sürdürmesi için tüm insani duygularınızı durdurmanız gerekiyor. Bu nedenle karakterinizle tam olarak empati kursanız da olayların devamı için, kameranın arkasında duran bir robot gibi davranmak çok zor bir karardı. Bu tamamen kişisel bir tercih. Bir insan ne kadar ileriye gidebilir.”

Belgeselde gerçekleşen olayların, kahramanların kendi tercihleri olduğunun altını çizen genç yönetmen Kotevska, “Örneğin komşuların, Hatice’nin balını satması, ağacı kameralar önünde kesmesi, onların kişisel tercihi. Ben sadece bir aktarıcıyım. Bu nedenle sadece kayıt edebilirim. Eğer ağacı kesmelerini söyleyen ben olsaydım, bu beni ‘suçlu’ yapardı, belgeselci değil.” değerlendirmesinde bulundu.

Tamara Kotevska, filme yaşam mücadelesi anlatılan bal üreticisi Hatice’nin yaşamının filmden sonra tamamen değiştiğinin altını çizerek, “Çok dolu bir yaşamı var. Her gün spora gidiyor. Arkadaşlarıyla vakit geçiriyor. Yaşam tarzını tamamen değiştirdi ve çok mutlu.” dedi.

Tamamen Türkçe konuşulan belgesel, Avrupa’nın son kadın arı yetiştiricilerinden Hatice Muratova’nın yaşam mücadelesini ele alıyor. Kuzey Makedonya’nın orta kısımlarındaki bir köyde çekilen film, izleyiciye unutulmuş eski bal toplama geleneklerini bir sanat icra edermişçesine uygulayan Hatice’nin dilinden sunarken, ekosistemin hikayesini naif bir dille anlatıyor.

Yapım, 2019 Sundance Film Festivali’nden Jüri Büyük Ödülü (Dünya Sineması-Belgesel), En İyi Görüntü Yönetimi, Jüri Özel Ödülü’nü kazandı. Ardından dünyada pek çok festivale katılıp ödüller kazandı.

12 Punto TRT Senaryo Günleri Etkinlikleri Devam Ediyor

Sinemacıları senaryo aşamasında destekleyerek projelerinin geliştirilmesine katkı sağlayan “12 Punto TRT Senaryo Günleri” kapsamında gerçekleştirilen etkinlikler devam ediyor.

TRT 2, 29 Haziran’a kadar 12 Punto TRT Senaryo Günleri’ne özel olarak her akşam canlı yayınları ve özel içerikleriyle sinemaseverlerle buluşacak. Saat 19.00’da başlayacak yayınlarda “12 Punto’da Neler Oluyor?” ve “12 Punto’da Yarın” isimli programlar etkinlikle ilgili bilgi akışı sağlayacak.

“12 Punto Film Saati” kuşağında Nuri Bilge Ceylan’ın her biri bir yönetmenlik dersi niteliğindeki kamera arkası belgeselleri gösterildi. “Ahlat Ağacı” filminin kamera arkası görüntülerinden oluşan 3 bölümlük “Ahlat’ın Yolculuğu” ve “Kış Uykusu” filminin kamera arkası görüntülerinden oluşan “Uzun Sürmüş Bir Kış” belgeselleri TV’de ilk kez TRT 2’de yayınlandı.

“12 Punto Film Saati” kuşağında TRT Ortak Yapımı filmler “Honeyland”, “Kapan” ve “Odaklan Babaanne” gösterimleri yapılıyor.

Her akşam özel röportajlar ve masterclassların da yer alacağı program, 29 Haziran akşamı yayınlanacak kapanış programıyla son bulacak.

TRT Destekli Oscar Adayı “Honeyland” İlk Kez Televizyonda

“Yabancı Dilde En İyi Film” ile “En İyi Belgesel Film” kategorilerinde Oscar ödüllerine aday gösterilen TRT destekli Makedonya yapımı “Honeyland” (Bal Ülkesi) belgeseli, televizyonda ilk kez 15 Ağustos Cumartesi saat 21.30’da TRT 2’de ekranlara geliyor.

Yönetmenliğini Tamara Kotevska ve Ljubomir Stefanov’un yaptığı 2019 Makedonya yapımı TRT destekli belgesel, televizyonda ilk kez TRT 2’de izleyiciyle buluşuyor. İki dalda Oscar ödüllerine aday gösterilen belgesel, uluslararası prestijli festivallerde de önemli ödüllere layık görüldü.

Başrollerinde Hatidze Muratova, Nazife Muratova ve Hussein Sam’ın yer aldığı “Honeyland” belgeseli, Avrupa’da yabani arı yetiştiriciliğiyle uğraşan son kadın olan 50 yaşındaki Türk kökenli “Hatice” karakteri üzerinden çevre ve doğal kaynakların kullanımını ele alıyor.

Film, ABD’de geçen yıl düzenlenen Sundance Film Festivali‘nde “Uluslararası Belgesel Film” dalında Jüri Özel Ödülü alırken, filmin yönetmenleri Ljubomir Stefanov ile Tamara Kotevska “Büyük Jüri Ödülü”nü, görüntü ekibinden Fejmi Daut ile Samir Luma da “Sinematografi Ödülü”nü kazandı.

TRT Destekli Belgesel “Honeyland”e 2 Dalda Oscar Adaylığı

92 Oscar Ödülleri için adaylar açıklandı. TRT destekli Makedonya yapımı belgesel Honeyland Akademi (Oscar) Ödülleri için 2 dalda aday gösterildi.

2017’de Saraybosna Film Festivali Work In Progress kategorisinde TRT Ödülü alan Honeyland Akademi (Oscar) Ödülleri’nde “Yabancı Dilde En İyi Film” ve “En İyi Uzun Metrajlı Belgesel” ödüllerine aday gösterildi.

TRT ödüllü Honeyland, Kuzey Makedonya’nın bir köyünde arıcılıkla uğraşan Hatidze’nin hayatını anlatıyor. Filmde Hatidze ve annesi yanlarına göçebe arıcıların taşınmasıyla bozulan düzenlerini yeniden sağlamak için mücadele veriyor.

Tamara Kotevska and Ljubomir Stefanov’un yönetmenliğini yaptıkları “Honeyland”in çekimleri 3 yıldan uzun bir sürdü. “Honeyland”, başta “Sundance Film Festivali” olmak üzere, dünyanın prestijli festivallerinde önemli ödüller kazandı.

“Honeyland”, “Yabancı Dilde En İyi Film” kategorisinde Güney Kore’den “Parazit”, İspanya’dan “Acı ve Zafer”, Fransa’dan “Sefiller” ve Polonya’dan “Corpus Christi” ile yarışacak.

“En İyi Uzun Metrajlı Belgesel” kategorisinde ise “American Factory”, “The Cave”, “The Edge of Democracy” ve “For Sama” yarışacak diğer adaylar.

92. Oscar Ödülleri 9 Şubat Pazar gecesi düzenlenecek törenle sahiplerini bulacak.

“Honeyland” yakında TRT ekranlarında izleyiciyle buluşacak.