Onlarca farklı yol varken yazmaya nasıl başlayacaksın? Üstelik her bir başlangıç yolu seni yeni ve farklı bir yola sürükleyecekse… CEVAP: Sonu önceden bilmek. Doğru başlangıcın nasıl yazılacağına hikayenin sonuç kısmı karar vermeli.

Hikayenin sonunda kahramanın hazineyi bulacağını, sevdiğine kavuşacağını ve kötü adamların haddini bildireceğini biliyorsanız bu bilgileri filmin başında vermenin bir anlamı yoktur. Karakter filmin başında talihten yoksun, yalnız ve sefil bir halde olmalıdır.

‘Kayıp Hazine Avcıları’ filmindeki Indiana Jones karakterini düşün. Baş karakterimiz filmin açılış sekansında Peru’nun bir ormanında tek başına, Hovitos savaşçılarına yakalanmış ve ölümle yüzleşmektedir. Bir taraftan kendisine ihanet etmiş olan ekip arkadaşları öldürülmüş ve uğrunda canını riske attığı heykel, baş düşman Belloq’u eline geçmiştir. Bu Lawrence Kasdan’ın senaryosu için harika bir başlangıçtır çünkü filmin sonunda yine ölümle burun buruna gelecek olan kahramanımız bu sefer Nazilerin elindedir. Ancak bu sefer yalnız değildir. Sonunda Indy eve bir ödülle geri döner: Eski Ahit’in Hazinesi.

‘Kayıp Hazine Avcıları’ filmindeki Indiana Jones karakterini düşün. Baş karakterimiz filmin açılış sekansında Peru’nun bir ormanında tek başına, Hovitos savaşçılarına yakalanmış ve ölümle yüzleşmektedir. Bir taraftan kendisine ihanet etmiş olan ekip arkadaşları öldürülmüş ve uğrunda canını riske attığı heykel, baş düşman Belloq’u eline geçmiştir. Bu Lawrence Kasdan’ın senaryosu için harika bir başlangıçtır çünkü filmin sonunda yine ölümle burun buruna gelecek olan kahramanımız bu sefer Nazilerin elindedir. Ancak bu sefer yalnız değildir. Sonunda Indy eve bir ödülle geri döner: Eski Ahit’in Hazinesi.

İnsanlardan hikayeni yazarken sonunu bilmene gerek olmadığına dair bir sürü şey duyacaksın. ‘Karakterim beni doğru sona ulaştıracaktır’ ve İlerledikçe sonu kendim keşfedeceğim’ gibi savunmalar yapabilirler. Bu bir roman ya da tiyatro oyunu yazıyorsanız doğru olabilir ancak bu durum senaryo için geçerli değildir.

Sonuç kısmı önemliyse, iyi bir sonuç kısmı nasıl yazılabilir? Mutlu sonlar daha çok prenseslerin yer aldığı masallar içindir, senaryoda böyle bir şey yapmanıza gerek yok. Senaryonun sonu mutlu olabileceği gibi trajik, acı, sevimli ya da komik de olabilir. Önemli olan sonun inandırıcı ve tatmin edici olmasıdır.

Randal Wallace’ın 1996 yılında yazdığı ödüllü ‘Cesur Yürek’ senaryosunda, kahramanımız William Wallace, Londra Meydanında işkenceye maruz kalır, asılır, onuru ayaklar altına alınır, boğazı kesilir. Bunların tamamı sonunda ‘Özgürlük!’ diye bağırabilmesi için gerçekleşir. Bunun pek de mutlu bir son olduğunu söyleyemeyiz. Ancak tatmin edicidir. Eğer son dakikada, ağaçların arasına saklanmış olan İskoçlar çıkıp İngiliz askerlerini alt edip onu kalabalığın arasından kurtarsaydı hikayenin sonu bayağı ve inandırıcılıktan yoksu olacaktı. En önemlisi, özgürlüğün önemi ve fedakarlık temaları tamamen yitirilecekti.

Sahne başlığı, görsel betimleme ya da diyalog yazmadan önce en azından yedi unsuru kesin olarak bilmeniz gerekir: Son (çözüm), başlangıç (serim) ve BEŞ DÖNÜM NOKTASI’nı (başlangıç kıvılcımı, kilitlenme, ilk doruk, ana doruk ve üçüncü perde şaşırtmacası) ve de tam olarak bu sırayla. Sonuç kısmının, başlangıcı, buradan da geri kalan beş dönüm noktasını oluşturarak kahramanın yolculuğunu şekillendirmesini sağlamalısın.

Hikayenin sonunu bildiğimize göre, şimdi ne yapmalıyız? Sadece sonuç kısmını tamamlamakla kalmayan ama aynı zamanda okuyucunun ilgisi çekecek bir başlangıç kısmı yazmalısın.

Hikayenin başında, aşağı yukarı filmin ilk on dakikasında, son derece önemli üç unsurun okuyucuya aktarıldığından emin olmalısın: (1) ayrıntılı bir şekilde kahramanını tarif et – ilgi çekici biri mi, kusurları var mı, sevilesi sempatik bir karakter mi? (2) hikayenin dünyasını kurarak var olan dengeler (statüko) hakkında bilgi ver, (3) hikayenin ne hakkında olduğunu açık bir şekilde belli eden dramatik yapıyı kur.