“Omar ve Biz” Türkiye Prömiyerini Antalya’da Gerçekleştirdi

Dünya prömiyerini gerçekleştirdiği Varşova Film Festivali’nden, Ekümenik Jüri tarafından En İyi Film ödülüne layık görülerek dönen TRT ortak yapımı “Omar ve Biz”, Türkiye’deki ilk gösterimini 56. Antalya Altın Portakal Film Festivali’nde gerçekleştirdi.

Yönetmenliğini Maryna Er Gorbach ve Mehmet Bahadır Er’in yaptığı filmin gösteriminin ardından film yönetmenleri, filmin oyuncuları Cem Bender, Taj Sher Yakub, Uygar Tamer, Ushan Çakır, Timur Ölkebaş ile filmin görüntü yönetmeni Aydın Sarıoğlu’nun katılımıyla soru-cevap bölümü gerçekleşti. Seyircilerin film ekibine sorular sorduğu etkinliğin moderatörlüğünü ise Muammer Brav üstlendi.

Film, Türkiye-Yunanistan sınırında yaşayan emekli komutan İsmet’in komşusu Sabri (Menderes Samancılar)’nin hayatını kurtaran iki göçmeni evlerinde misafir etmeye başlaması ile istemediği iki yeni komşusuyla arasındaki derin çatışmalı hikâyeyi anlatıyor. Filmin başrollerinde ise başarılı oyuncular Cem Bender ve Menderes Samancılar yer alıyor.

Gösterim öncesi ekibin tanıtılmasının ardından sözü ilk alan kişi Maryna Er Gorbach oldu ve seyircilere teşekkür ederek sözlerine başladı. İnsanların birbirinden nefret etmesi için onlarca sebep üretiliyor; kültür farkları, haberler, politika vs. Bu çok kolay, karşımızdaki kişiye sadece insan olduğu için saygı göstermek ve bilmediğimiz kişiyi insan olarak kabul etmek, nefrete karşı durmak için bu filmi yaptık, dedi.

Film gösteriminden sonra soru cevapta merak edilen konulardan birisi de yönetmen çiftin birlikte çalışma biçimi oldu.

Mehmet Bahadır Er aralarında iş bölümü yapmadıklarını belirterek; “İşi bölmüyoruz. Beraber düşünüyoruz, biz sadece iki yönetmen olmanın dışında , kadın-erkek, farklı kültürleri de iç içe barındırıyoruz. İşi bölmüyoruz ama doğamız gereği farklı noktalardan bakıyoruz.” dedi.

Cem Bender’in oyunculuğu ve Taj Sher Yakub da seyirciden övgü aldı. Taj Sher Yakub yedi sene önce Türkiye’ye geldiğini, Türkçe öğrendiğini, filmin senaryosunu ilk okuduğunda yalnızca filmin bir Suriye hikayesi olmadığını ve evrensel boyutunu gördüğünü ve Omar karakteri ile birçok mültecinin sorunlarını anlatabildiği için mutlu olduğunu söyledi.

Yönetmen Mehmet Bahadır Er; “Zamansız bir hikaye anlatmak istedik, bir antik kentin yıkıntılarında hikayeyi başlattık. Filmdeki olayların kaç günde geçtiğini, göçen karakterlerin nereli olduğunu, güncel politik değerlere odaklanmak yerine geçicilik meselesi bizim için çok değerliydi. Bunun için de sembolleri böyle kullandık.” diye belirtti. Ancak sahip olduklarımızdan vazgeçtiğimiz zaman yeni bir başlangıç yapabileceğimizi belirten yönetmen, filmin temelinde “insanlık ve vicdan” olgusunun yer aldığının altını çizdi.

0 cevaplar

Cevapla

Tartışmaya katılmak mı istiyorsun?
Katkıda bulunmaktan çekinmeyin!

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.