Dramatik yazımın en asli unsurlarından biri karakter değişimidir. Hikayenin sonunda gelen karakter ilk baştaki karakterden farklıdır. Psikolojik olarak değişim gösterir, hatta bazen fiziksel olarak. – Robert Towne
İyi filmler, bir şeyi çok isteyip ancak ona ulaşmak konusunda engellerle karşılaşan kusurlu ve ilgi çekici karakterler hakkındadır. Yolculuğun sonunda, başkarakter ya da karakterlerin yaşadıkları deneyimden ötürü değişmiş olacaklar. Başkarakterin yaşadığı ahlaki değişim ya da bilgeliğindeki artışı göstermezsen senaryo yazmanın gerçekten de pek bir anlamı yoktur. Çünkü insanın en önemli yetilerinden biri onun sahip olduğu değişme kapasitesidir. İşte buna karakter eğrisi diyoruz.
Peki değişim ve gelişim arasında bir fark var mıdır?
Evet, vardır. Üstelik basit bir fark da değildir.
1957 yapımı Başarının Kokusu adlı dram yapımını ele alalım. Başkarakter ve anti-kahraman Sidney Falco filmin sonunda değişmez. Hala aynı kişidir. Kötü adam J.J Hunsecker’in tarifiyle ‘içi siyanürlü bir kurabiye gibi’dir hala. Buna rağmen bir şeyler öğrenir. J.J’ye hiç saygı duymaz ancak buna rağmen kendi kariyeri açısından J.J için bir gökdelenden atlamaya bile hazırdır. Ancak filmin sonunda J.J gibi kafasında bin tilki dolaşan insanlara güvenemeyeceğini öğrenir. Bilgi ve farkındalık gelişim demektir. Sydney de yaşadığı küçük dünyasında elde ettiği deneyimler sonucunda gelişir ancak bir gün tamamen farklı bir kişi olarak uyanması oldukça zordur.
Dolayısıyla bilgi edinmek gelişmek ancak bu bilgiye dayanarak farklı tepkiler vermek değişmektir. Bu ikisinin de başkarakterlerinde gerçekleşmesi gerekmez ancak en az bir tanesi mutlaka olmalıdır.