“Fark yaratan bir değişiklik, görece küçük ve yalıtılmış bir toplulukta gerçekleşir.” -Ernst Myer

Hepimiz farklı farklı bölgeler yetişip farklı illerde eğitim gördük ve belki farklı illerde çalışmaya başladık. Bulunduğumuz her bir il, ilçe ya da köy kendine ait bir nüfusa sahiptir. 5.000, 70.000 ya da 6.000.000 insanla beraber yaşadığımız şehirler vardır. Senaryo yazımında hikayenin geçtiği toplum ya da toplulukların önemi vardır ancak bu nüfus bu önemin sadece bir ayağını oluşturur. Senaryonun hikayesi için, topluluğun önemi hikayenin kahramanı ve bu belirli dünyada yaşamakta olan yan karakterlerden ileri gelmektedir.

Öncelikle köyde büyümüş bir çocuk, toplumsal, kültürel ve siyasi gerçekliğini bu köy ve onun halkı etrafında yaşayacaktır. Daha sonra daha kalabalık bir yere geçtiğinde bu konulardaki fikirleri söz konusu şehrin toplumsal etkisiyle yeniden şekillenecektir. Örneğin bir çocuğun köyde vakit geçirdiği alanlar ve arkadaşları, şehirdeki bir çocuğunki ile farklılık gösterecektir.

Buna benzer herkesin hayatında, yaşadığı yere bağlı olarak farklı insanlar bulunur: iş arkadaşları, sınıf arkadaşları, mahalle arkadaşları, halı saha arkadaşı, pilates arkadaşı ya da dernekten bir arkadaş. Ancak buna rağmen, senaryonun tam olarak nasıl bir toplumda geçtiğine karar verebilmen için öncelikle nasıl bir hikaye yazmak istediğine karar vermelisin. Öncelikle, kesin bir amacı olan, karmaşık ve kusurlu bir kahraman yaratmalısınız. Bu kahramanın öğrenip, gelişeceğini ve zaman içinde yaşayacağı deneyimler sonucunda değişeceğini sağlamalısınız. Ancak bu şekilde güçlü bir karakter eğrisi oluşturabilirsiniz. Çatışma ihtimalini arttırabilmek için çeşitliliği mümkün olduğunca yüksek tutmaya çalışmalısınız. Ancak yine de her şeyi küçük ve kontrol edilebilir tutmanızda fayda var.

Senaryo yazımında ‘az’ gerçekten de daha ‘çok’ demektir. Korku filmlerinde, kulübeye, kampa giden sadece altı karakterin olmasının bir nedeni var. Tür ne olursa olsun, bir komando birliği küçük ve hesaplıdır: Uzaylılar, Yedi Samuray, Avcı, Er Ryan’ı Kurtarmak. Her romantik komedi filminde kadın ve erkek başkarakterlerin birer yakın arkadaşı bulunur.

Ne kadar kalabalık bir yerde yaşarsanız yaşayın, maruz kaldığınız ve çevrenizi kuşatan küçük bir toplulukla karşı karşıyasınızdır. Altı milyon kişinin yaşadığı yerde sizi kuşatan, günlük hayatınızda bir önem taşıyanlar aileniz ve iş arkadaşlarınızdır.

Dolayısıyla tekerleği yeniden icat etmeye gerek yok. Senaryona sadece ilgi çekici karakterler dahil et, çatışma ihtimalini arttırmak için çeşitliliği yüksek tut ancak bunların tamamını abartmadan ve sınırlı bir şekilde yap. Sonuçta, dünya küçük. Bırak öyle kalsın.