İlk Film Yapım Süreçleri 12 Punto 2021’de Konuşuldu
12 Punto 2021, “Engelleri Aşmak: İlk Filmimi Nasıl Yaptım?” başlıklı panelle devam ediyor.
Feriye’de gerçekleştirilen ve eş zamanlı YouTube’da TRT 12 Punto kanalında yayınlanan panelde, yapımcı Müge Özen, senarist Hilal Çelenk, yönetmen Orçun Köksal ve Bekir Bülbül ilk filmlerini nasıl yaptıklarını anlattı.
“İlk filmde yönetmenler için zor bir süreç var”
Yönetmen Orçun Köksal, Kültür ve Turizm Bakanlığı Sinema Genel Müdürlüğünün destekleriyle ilk filmi “Anadolu Parsı”nın çekimlerini yakın bir zamanda tamamladığına dikkati çekerek, “İlk filmde yönetmenler için zor bir süreç var. Yapımcı refleksleriyle yönetmen refleksleri çakışıyor. Yapımcı o filmin mevcut şartlarla nasıl çekilebileceğini düşünürken yönetmen o filmin hayal ettiği gibi çekebilmenin planlarını kuruyor.” şeklinde konuştu.
Köksal, ilk filmini yapan yönetmenlerin bütün süreçlerle uğraşırken kendisini yalnız hissetme halinin olduğunu vurgulayarak, yapımcının ve yönetmenin aynı şeyi istiyor ve buna ikna olmuş olmalarının çok önemli olduğunu dile getirdi.
Yönetmen Bekir Bülbül, ilk uzun metraj filmini kendi bütçe ve imkanlarıyla çektiğini belirterek, bağımsız bir şekilde yola çıkmanın avantajları olsa da dezavantajlarının filmin çekiminden sonra başladığını söyledi.
Fransız yönetmen Jean-Luc Godard’ın “Sinema sanatı bir gözü paraya bir gözü de sanata baktığı için şaşı bir sanattır” sözünü hatırlatan Bülbül, şunları kaydetti:
“Bu şaşılık gittikçe de artmakta gibi geliyor. Hem bütçeli hem de bütçesiz bir film çekmiş birisi olarak kıyaslamayı yapıyorum. İlk filmimde senaryoyu yazıp ‘Yarın sete başlıyoruz’ diyerek sete başlamışken ikinci filmimde 2017’de senaryoyu yazdım, 2018’de senaryo bitti ve 2021’in Şubat ve Mart ayında çekimleri yaptık. Yönetmen olarak şunu fark ettim, bir film çekmek için iyi bir sunum yapmam gerektiğini anladım. Bunu eleştirmek anlamında söylemiyorum. Bunun çok ciddi avantajlarını gördüm sette. Mesela ikinci filmimde para akışıyla ilgili hiçbir bilgim yok. Bu o kadar ferahlık veriyor ki ilk filmimde böyle değildi.”
“Yapımcının yönetmenle gerçek dünya arasında bir duvar olması gerekiyor”
Yapımcı Müge Özen de farklı alanlarda farklı ilk film tecrübesinin olduğuna işaret ederek, şunları söyledi:
“2009’da ilk arthouse filmi yapmaya karar verdiğimizde bilmediğimiz için o günün parasıyla 400 bin lira gibi bir vergi borcuyla sinema hayatımıza başladık. Bu bizi ticari filmler yapmaya itti ve bir süre öyle devam ettik. 2015 yılında ben arthouse filmler yapmak için kendi şirketimi kurdum. Orada da Bir Nefes Daha isimli film benim ana yapımcılığını üstlenip bitirdiğim ilk proje diyebilirim. Bakanlık desteği olmadan yaptık.”
Özen, yönetmen ve yapımcı ilişkisinin özellikle ilk filmlerde çift taraflı bir esneklik gerektirdiğine vurgu yaparak, ilk filmini çeken yönetmenlerin çoğu zaman sette en deneyimsiz kişi olduğunu, bunun da yönetmen üzerinde baskıları artırdığını ifade etti.
Yapımcıların özellikle ilk filmini çeken yönetmenlerle projenin güçlü ve eksik yönlerini açık bir şekilde konuşması gerektiğini belirten Özen, “İlk filmini çeken yönetmenlerin sektörün gerçekleri hakkında çok fazla bilgisi olmuyor. Bu da yapımcının ikinci önemli görevini getiriyor. Yapımcının yönetmenle gerçek dünya arasında bir duvar olması gerekiyor.” şeklinde konuştu.
Senarist Hilal Çelenk ise ilk uzun metrajını çekmek isteyen yönetmenlerin en doğru yapımcıyı bulup onlarla çalışması gerektiğini söyledi.
Arthouse sinemada yapımcı kavramının da doğru ele alınmasının önemine değinen Çelenk, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Bana göre arthouse filmler de bir endüstrileşme yoluna gidiyor. İlk filmini çeken yönetmenlerde yapımcının rolü filmin satışını ve pazarlamasını yönetmek. Hatta finans kaynaklarını bulup filmi festivallere ve ortak yapımcılara tanıtması da gerekiyor. Bakanlığın dışında artık 12 Punto Senaryo Günleri var ki burada da TRT ilk filmlere ortak yapımcı olarak destek veriyor. Bu sene de 6 tane ilk filme ortak yapımcı oldu. Bu çok özel bir rakam. TRT bu sayede hem yapımcıyı hem de yönetmeni tek başına bırakmıyor ve tüm süreçlerde destek veriyor.”
12 Punto TRT Senaryo Günleri TRT 2 Özel Yayınları ile Devam Ediyor
Sinemacıları senaryo aşamasında destekleyerek projelerinin geliştirilmesine katkı sağlayan “12 Punto TRT Senaryo Günleri” kapsamında gerçekleştirilen etkinlikler devam ediyor.
TRT 2, 29 Haziran’a kadar 12 Punto TRT Senaryo Günleri’ne özel olarak her akşam canlı yayınları ve özel içerikleriyle sinemaseverlerle buluşacak. Saat 19.00’da başlayacak yayınlarda “12 Punto’da Neler Oluyor?” ve “12 Punto’da Yarın” isimli programlar etkinlikle alakalı bilgi akışı sağlayacak.
“12 Punto Film Saati” kuşağında Nuri Bilge Ceylan’ın her biri bir yönetmenlik dersi niteliğindeki kamera arkası belgeselleri gösterilecek. “Ahlat Ağacı” filminin kamera arkası görüntülerinden oluşan 3 bölümlük “Ahlat’ın Yolculuğu” ve “Kış Uykusu” filminin kamera arkası görüntülerinden oluşan “Uzun Sürmüş Bir Kış” belgeselleri TV’de ilk kez TRT 2’de yayınlanacak.
“12 Punto Film Saati” kuşağında TRT Ortak Yapımı filmler “Honeyland”, “Kapan” ve “Odaklan Babaanne” gösterimleri olacak.
Her akşam özel röportajlar ve masterclassların da yer alacağı program, 29 Haziran akşamı yayınlanacak kapanış programı ile son bulacak.