Trabzon Maçka’da teröristlerin kurduğu pusuda şehit olan Eren Bülbül ve Astsubay Kıdemli Başçavuş Ferhat Gedik’in yaşam öyküsünü anlatan TRT ortak yapımı “Kesişme; İyi ki Varsın Eren” filmi, Eren Bülbül’ün doğum gününde 1 Ocak 2022’de vizyona girecek.
Sinemaseverlerin merakla beklediği “Kesişme; İyi ki Varsın Eren” filminde şehit Eren Bülbül’ün annesi Ayşe Bülbül rolüyle müthiş bir performans sergileyen Mutlunur Lafçı, film ve canlandırdığı karakterle ilgili konuştu.
“Ayşe Bülbül, hayatı acı ve dram yüklü 13 çocuklu bir Karadeniz kadını”
TRT ortak yapımı filmden gelen teklif üzerine senaryoyu okuduğunu ve gözyaşlarını tutamadığını belirten Mutlunur Lafçı, “Senaryoyu okuduğumda bu rolü bana vermezler dedim. Çok önemli bir karakter. Daha büyük isimlerle çalışırlar dedim. Ancak benim seçildiğim söylendiğinde çok sevindim, aşırı mutlu oldum. Bu benim ilk sinema filmim. Rol, çok önemli bir rol; ama Ayşe Bülbül benden çok farklı bir karakter. Ben evli değilim, o hayatı acı ve dram yüklü, 13 çocuğu olan güçlü bir Karadeniz kadını. Hayatlarımız çok farklı. Bir rol geldiğinde genelde kurmaca bir karakter olur bu. Sen bir şeyler yaratırsın, üzerine bir şeyler koyarsın. Ayşe Bülbül zaten var olan bir kadın ve onu çok iyi tanıyoruz. Gerçek bir hikaye. Bu çok önemli bir sorumluluk getiriyor. Zoru başardık ve çok güzel bir film çıktı ortaya.”
“Maçka’ya gidince gerçekten duvara çarpma hissi yaşadım”
Ayşe Bülbül’ün çok güçlü bir kadın olduğunu söyleyen Lafçı, “Eşinin ve çocuğunun kabirleri evinin bahçesinde. Her gün onları görüyor. Öyle bir acı ki bu, insanı delirtecek bir acı. Çok algılayabileceğimiz bir acı değil, ama Ayşe çok güçlü bir kadın.” diyerek sözlerine şöyle devam etti:
“Ayşe, aileyi teknik direktör gibi yönetiyor. Kimine sütü sağmasını, kimine hayvanları otlatmasını, kimine fındık toplamayı, kimine yemek yapmasını söylüyor. Karadeniz kadını zaten hepimizin bildiği gibi çok güçlüdür, Ayşe birebir örneği. Bu hikayenin gerçek hikaye olduğunu biliyorsun ama karşılaşıncaya kadar anlamıyorsun. Haberde izliyoruz bu acıları evet üzülüyoruz ama yaşayınca, ben oraya gidince gerçekten duvara çarpma hissi yaşadım. Kadın bir yandan sobaya odun atarken çocuğunun mezarına bakıp ağıt yakıyor. Hayat onun için devam ediyor ama hiçbir zaman bitmeyen bir acı bu. Vicdanen çok zor bir deneyimdi. Kurmaca değil gerçekti. Her sahne öncesi konuştuk Ayşe Bülbül’le. O olayın nasıl olduğunu dinledim ondan. Sonra sahneyi oynadım. Bu gerçeği yaşamak çok üzücüydü çoğu zaman gözyaşlarıyla oynadım. Böyle özel bir filmde yer almaktan gurur duydum.“
“Bu aileyi hayatta unutamam ve bırakamam”
Çekimler sırasında Ayşe Bülbül ve ailesine çok alıştığını adeta o ailenin bir ferdi olduğunu kaydeden Lafçı, “Ayşe teyzenin çocukları evlenmiş, torunları olmuş. Kalanlar için hayat bir şekilde devam ediyor. Ben bu ailenin dramını birebir yaşadım. Acayip bir duygu. Hayatta unutamam bu aileyi ve bırakamam. Hep gönlümde aklımda yer alacak Eren Bülbül, Ayşe Bülbül ve ailesi.”
“Bebek Eren’i kucağıma aldığımda çok duygulandım”
Başarılı oyuncu Mutlunur Lafçı “Filmde en çok etkilendiğiniz sahne hangisiydi?” sorusuna ise şu cevap verdi, “Bebek Eren’i kucağıma aldığımda çok duygulandım. Filmin sonu hiç gelsin istemedim. Eren’i hiç kaybetmek istemedim. Ben anne değilim bu arada ama o masumluğu, o uyku hali beni inanılmaz etkiledi. Aklımdan ‘Ben bu çocuğu kaybedeceğim’ diye geçirdim ve müthiş üzüldüm. İnanılmaz duygusal bir sahneydi benim için.”
“Rahman utangaç bir çocuktu, bir ay sonra karşılaştığımızda gözlerime inanamadım”
Filmde Eren Bülbül’ü canlandıran Rahman Beşel’i çok sevdiğini, onun kendisini geliştiren çok zeki bir genç olduğunu dile getiren Mutlunur Lafçı şöyle konuştu:
“İlk gördüğümde Rahman adını bile zor söyleyen çekingen, utangaç bir çocuktu. Bir ay sonra karşılaştığımda inanamadım. İşine son derece hakimdi, ezberi çok iyiydi. Sürekli prova yapıyordu. Onunla abla kardeş gibi olduk. Çok gurur duydum onunla. Eğitim almış ve kendini çok iyi yetiştirmişti.”
Sinemaseverlerin heyecan ve merakla beklediği “Kesişme; İyi ki Varsın Eren” filmi Eren Bülbül’ün doğum gününde 1 Ocak 2022 tarihinde tüm Türkiye’de 350 sinemada, yurt dışında ise Almanya, Avusturya, Fransa, İngiltere, Azerbaycan, Norveç ve Danimarka’da aynı anda vizyona girecek.