TRT Ortak Yapımı “Quo Vadis, Aida?” ve “Af” Filmleri 27. Saraybosna Film Festivali’nde

13-20 Ağustos 2021 tarihlerinde düzenlenecek 27. Saraybosna Film Festivali’nin “In Focus” programının seçkisi belli oldu. Seçkide “Quo Vadis, Aida?” ve “Af” olmak üzere TRT ortak yapımı 2 film yer alıyor.

In Focus’un programcısı Elma Tataragić: “In Focus programı bize birbirinden farklı filmler getiriyor ve hepsinin ortak özelliği geçen yıl bölgenin en başarılı filmleri olmaları ve Venedik, Sundance, Berlin, Cannes festivallerine damgasını vurmaları. Bu program Venedik 2020’den Saraybosna 2021’e kadar en iyi bölgesel filmlere genel bir bakış sunuyor. Dolayısıyla programın kalitesi, bu yıl ortalamanın üzerinde olan bölgesel filmlerin kalitesine bağlıdır.

Birinci sınıf festivaller, daha sonra genellikle ana ödülleri alan bölgesel filmlerin gala gösterimleri olmadan gerçekleşti. Dünya prömiyerini Venedik Film Festivali’nin ana programında yapan, en çok ödül alan Bosnalı yönetmen Jasmila Žbanić’in “Quo Vadis, Aida?” da kesinlikle durum buydu. Prömiyerden sonra film, diğer birçok film festivalinde gösterildi ve izleyiciler ve eleştirmenlerden olağanüstü ilgi, ödüller ve eleştiriler aldı ve ABD Akademi Ödülü – Oscar – en iyi uluslararası film adaylığı ile zafere ulaştı.” dedi.

Saraybosna Film Festivali’nin In Focus programında gösterilecek olan “Quo Vadis, Aida?”, Bosna Hersek, Türkiye, Avusturya, Romanya, Hollanda, Almanya, Polonya, Fransa ve Norveç ortak yapımı ve 1995’te yaşanan Srebrenitsa katliamına konu alıyor. Filmin hikayesi, Bosna Hersek’in Srebrenitsa kentinde Sırp askerleri tarafından kadınlar ve çocuklar dahil on binlerce Bosnalı’nın öldürüldüğü soykırım günlerinde, Birleşmiş Milletler Üssü’nde geçiyor.

Dünya prömiyerini 2020’nin Eylül ayında Venedik Film Festivali’nin Ana Yarışma bölümünde yapan “Quo Vadis, Aida?” Venedik’in hemen ardından Toronto Film Festivali’nde yarıştı. Venedik ve Toronto’nun ardından birçok önemli film festivalinde yer aldı, ödüller kazandı. Film, Türkiye’de ise Ekim 2020’de Antalya Altın Portakal Film Festivali’nde Uluslararası Yarışma’da En İyi Film Ödülü’nü almıştı. 93. Akademi Ödülleri’nde ise “En İyi Uluslararası Film” kategorisinde finale kalmayı başardı.

Yönetmenliğini Cem Özay’ın üstlendiği TRT ortak yapımı “Af” geçimini bir dağ köyünde ağaç ticareti ile sağlayan otoriter bir babanın, baskıcı ve adaletsiz davranışları nedeniyle ailesi ile olan sorunlarını konu alıyor. Filmde ailenin içine girdiği bu psikolojik krizden çıkabilmelerinin yolu aile bireylerinin birbirlerini affedebilmelerine bağlıdır.

T.C. Kültür ve Turizm Bakanlığı Sinema Genel Müdürlüğü tarafından desteklenen TRT Ortak Yapımı “Af”, Antalya Film Forum’dan TRT Proje Geliştirme Özel Ödülü ile İstanbul Film Festivali Köprüde Buluşmalar’da Başka Sinema Dağıtım Ödülü’nü kazanmış dünya prömiyerini ise 33. Tokyo Uluslararası Film Festivali’nde gerçekleştirmişti.

Derviş Zaim İmzalı TRT Ortak Yapımı “Flaşbellek”e ABD’den Ödül!

Derviş Zaim imzalı TRT ortak yapımı “Flaşbellek”, ABD’de düzenlenen 27. Sedona Uluslararası Film Festivali’nde “En İyi Uluslararası Film” ödülünün sahibi oldu.

Usta yönetmen Derviş Zaim’in TRT ortak yapımı filmi “Flaşbellek”, Amerika Birleşik Devletleri’nin Arizona eyaletinde düzenlenen ve ülkenin önde gelen festivalleri arasında kabul edilen “27. Sedona Uluslararası Film Festivali”nde “En İyi Uluslararası Film” ödülünü kazandı. Film, Suriye’den Türkiye’ye uzanan bir yolculuğun yarattığı dönüşüm serüvenini anlatıyor.

Fransa’da vizyona girmişti

“Flaşbellek” filmi, 2020 yılında Fransa’nın en önemli iki festivalinden biri olan 42. Cinemed (Montpellier) Film Festivalinde “Genç Jüri Ödülü”nü kazanmış ve 12-19 Temmuz 2021 tarihlerinde Fransa’da CCAS (Social Activities of Energy) adlı kurumun organizasyonu ile salonlarda seyirci ile buluşmuştu.

2022’de gösterime girecek

Arap sinemasının ünlü oyuncularından Salah Bakri ile Ali Süleyman’ın yer aldığı filmde ikiliye Husam Chadat ve Sara El Debuch eşlik ediyorlar. Görüntü yönetmenliğini Andreas Sinanos’un, kurgusunu Aylin Zoi Tinel’in, müziğini Marios Takoushis’in yaptığı film, 2019’da Gaziantep ve Konya’da çekildi. “Flaşbellek”, festival süreçlerini tamamladıktan sonra 2022’de seyirci ile buluşacak.

Dünyanın En Prestijli Festivallerinden Karlovy Vary’de TRT Rüzgarı!

Dünyanın en prestijli film festivallerinden Karlovy Vary Film Festivali’nde TRT rüzgarı esecek.

Bu yıl 20-28 Ağustos tarihleri arasında 55. kez düzenlenen Karlovy Vary Film Festivali’nde TRT destekli Wild Roots (Yabani Kökler) yarışırken festivalin endüstri bölümünde ise TRT ortak yapımı Bir Umut (A Hope) projesi yer alacak. Festivalde ayrıca geçtiğimiz yıl olduğu gibi kurgu aşamasındaki projelerin yarıştığı Work in Progress kategorisinde TRT Ödülü verilecek.

Çekya’nın en büyük film festivali olan, dünyanın en eski film festivallerinden biri ve Orta ve
Doğu Avrupa’nın da önde gelen film etkinliklerinden biri olarak kabul edilen Karlovy Vary
Uluslararası Film Festivali bu yıl 20 – 28 Ağustos tarihleri arasında 55’incisi düzenlenecek.
Festivalde, TRT Ortak Yapımı ve TRT destekli filmler yarışırken, kurgu aşamasındaki projelerin
yarıştığı Work in Progress kategorisinde de “TRT Ödülü” verilecek.

TRT Destekli “Yabani Kökler” Karalovy Vary’de Yarışıyor!

55. Karlovy Vary Film Festivali’nin East of the West (Batının Doğusu) yarışmasında geçen sene festivalin endüstri bölümünde TRT Ödülü alan Wild Roots (Yabani Kökler) filmi yarışacak. TRT destekli Macaristan-Slovakya ortak yapımı film, çarpıcı bir baba-kız hikayesini konu alıyor. Yönetmen Hajni Kis’in ilk uzun metrajlı filmi olan Wild Roots geçtiğimiz sene Karlovy Vary Film Festivali’nin endüstri bölümü Eastern Promises’ta kurgu aşamasındaki projelerin yarıştığı Work in Progress kategorisinde yarışmış, “TRT Ödülü” kazanmıştı.

TRT Ortak Yapımı “Bir Umut” Karlovy Vary’de!

Yönetmen Ümit Köreken’in ikinci uzun metrajlı filmi Bir Umut, Karlovy Vary Film Festivali’nin endüstri bölümü Eastern Promises’ta yarışan projelerden biri olarak seçildi. Türkiye, Almanya, Slovenya ortak yapımı Bir Umut, festivalin post prodüksiyon aşamasındaki projelerin yarıştığı First Cut+ kategorisine seçilen 16 projeden biri oldu. Film genç oyuncu Umut’un karısı Asiye ve annesi arasında yaşadıklarını ve yüzleşmelerini anlatıyor. Seçilen projeler pazarlama, satış, promosyon ve Work in Progress konularında workshoplara katılıyorlar; post prodüksiyon aşamasını destekleyen ödüller için yarışıyorlar.

TRT-Karlovy Vary Film Festivali İş Birliği İkinci Senesinde!

TRT yalnızca Türkiye’deki uluslararası festivalleri değil, dünyadaki en önemli film festivallerini de desteklemeye devam ediyor. TRT’nin dünyanın en prestijli film festivallerinden Karlovy Vary Film Festivali ile geçtiğimiz yıl başlattığı işbirliği bu yıl da devam ediyor. Festivalin endüstri bölümü olan Eastern Promises’ta yarışan kurgu aşamasındaki filmlere TRT, toplam 10 bin Euro değerinde ödül veriyor.

12 Punto 2021’de Ödüller Sahiplerini Buldu

12 Punto 2021 ödül töreni ile sona erdi. Törende konuşan TRT Yönetim Kurulu Başkanı ve Genel Müdürü İbrahim Eren, “12 Punto ile seçtiğimiz filmleri, önümüzdeki yıl tamamlandığında Türkiye’nin Oscar adayı olarak göreceğiz,” dedi.

Bu yıl 22-29 Haziran tarihleri arasında, 9 farklı ülkeden katılımla 3 ayrı platformda düzenlenen 12 Punto TRT Senaryo Günleri ödül töreni ile sona erdi. TRT 2’den canlı yayınlanan ve TRT Yönetim Kurulu Başkanı ve Genel Müdürü İbrahim Eren’in ev sahipliğinde düzenlenen ödül törenine Oscar Adayı TRT Ortak Yapımı “Quo Vadis Aida?”nın yönetmeni Jasmila Zbanic, Oscar adayı TRT destekli Makedonya yapımı “Honeyland”in yönetmenleri Tamara Kotevska ve Ljubomir Stefanov ile Türk ve dünya sinemasından önemli isimler katıldı.

12 Punto’nun sadece Türkiye’de değil uluslararası alanda bir marka haline geldiğini söyleyen Eren, “Bu organizasyonun diğer festivallerden farklı bir yapısı var. Sadece ödül vermek, destek vermek değil, her aşamasında takip ettiğimiz projeler oldu. Geçen sene Karlovy’de destek verdiğimiz film bu sene Macaristan’da ana yarışmaya kaldı. Onu da gelecek sene Macaristan’ın Oscar adayı olarak görmeyi umuyorum. 12 Punto ile seçtiğimiz filmleri, önümüzdeki yıl tamamlandığında Türkiye’nin Oscar adayı olarak göreceğiz,” dedi.

“TRT’nin 60 yıllık birikimi ve Türk sinemasının geldiği nokta 12 Punto’yu oluşturdu”

TRT’nin 1964’te kurulduğu günden beri bağımsız sinema ve Türk sinemasına destek verdiğini, ancak uluslararası festivallerde bir paydaş olmasının ve bu festivallerde katılımcının ötesine giden bir ilişki içerisinde olmasının çok eskiye dayanmadığını belirten Eren, “Bugün burada iki kıymetli misafirimiz var; ‘Honeyland’ filminin yönetmenleri Ljubomir, Tamara ve ‘Quo Vadis, Aida?’nın yönetmeni Jasmila buradalar. Her ikisi de Oscar’a aday oldular. Sarajevo Film Festivali ile başladığımız destek yolculuğumuz üç sene önce 12 Punto TRT Senaryo Günleri çatısı altında birleşti. TRT’nin bugüne dek 60 yıllık birikimi ve Türk sinemasının dünyada geldiği nokta birleşerek 12 Punto TRT Senaryo Günleri’ni oluşturdu,” şeklinde konuştu.

“12 Punto’da seçilen filmler dünyanın en seçkin festivallerinde ödül alacak”

TRT’nin destek verdiği filmlerin geçtiğimiz yıl 200’den fazla festivalde yarışarak 140’tan fazla ödül aldığına değinen Eren, “Bunların hepsi bizim için gurur vesilesi. 2017’de destek verdiğimiz filmler geçen sene Oscar adayı olmuştu. Ben inanıyorum ki 12 Punto’da seçtiğimiz filmler de sadece Akademi Oscar Ödülleri’nde değil, dünyanın en büyük, en seçkin festivallerinde de ödül alacak, finale kalacak,” dedi.

Türkiye’de de kadın sinemacıların artmasını istiyoruz”

12 Punto’da bu sene bütün jüri üyelerinin kadınlardan oluşmasının bir sebebi olduğunu belirten Eren, “Sinemada, uluslararası festival filmlerinde, bağımsız sinemada kadınların rolü her zaman çok büyük. Biz Türkiye’de de kadın sinemacıların artmasını istiyoruz. Jürinin hepsi kadındı ama ödül alanlarda kadınların ağırlığı daha azdı. Ben inanıyorum ki önümüzdeki dönemde etkinliğe yarışmacı olarak daha fazla kadın senarist ve yönetmen katılacak. Jürinin bu şekilde seçilmesi bir nevi kadınlarımızı sinemaya teşvik etmek amaçlı” ifadelerine yer verdi.

Organizasyona ilk günden beri destek veren sektörün ustalarına da teşekkür eden Eren, organizasyonun çok yeni olmasına rağmen sektörde çok büyük tecrübesi olan, uluslararası alanda kendini kanıtlamış ustaların 12 Punto TRT Senaryo Günleri’nde genç yönetmenlerle birlikte zaman geçirdiğini söyleyerek şunları ekledi:

“Bu projede ustalarla beraber emek veren, çaba sarf eden, ilk filmi için burada olan genç arkadaşlar bu iki haftanın sonunda başka bir insana dönüştüler ve ben geleceğe daha umutla bakabildiklerine inanıyorum. Bu vesile ile katılan tüm katılımcılara, yarışmacılara ayrıca ustalara da teşekkür ediyorum.”

Ödüller sahiplerini buldu

Final töreninde bu yıl tamamı kadınlardan oluşan dünya sinemasının önemli beş ismi; Oscar Adayı TRT Ortak Yapımı “Quo Vadis Aida?” filminin yönetmeni Jasmila Zbanic, Ken Loach’un yapımcısı Rebecca O’Brien, Asya Pasifik Film Ödülleri Başkanı Tracey Vieira, Berlin Film Festivali Ortak Yapım Marketi Direktörü Martina Bleis ve dünyanın en önemli satış ajanslarından Memento’nun Alım Direktörü Sata Cissokho’nun yer aldığı jürinin değerlendirmesi sonucu; iki projeye Uluslararası Ortak Yapım Ödülü, dört projeye TRT Ortak Yapım Ödülü, dört projeye TRT Ön Alım Ödülü ve dört projeye verilen Proje Geliştirme Ödülleri açıklandı.

TRT Ortak Yapım Ödülleri, TRT Ön Alım Ödülü, Proje Geliştirme Ödülü ve TRT Uluslararası Ortak Yapım Ödülleri; TRT Yönetim Kurulu Başkanı ve Genel Müdürü İbrahim Eren, TRT Genel Müdür Yardımcısı Mustafa Alcan, TRT 1 Kanal Koordinatörü Cemil Yavuz, TRT Sinema Müdürü Faruk Güven ve jüri üyesi Jasmila Zbanic tarafından kazanan projelerin sahiplerine verildi.

“12 Punto TRT Senaryo Günleri 2021” Ödül Alan Projeler

TRT Ortak Yapım Ödülü

  • Gün Yüzü | Hear the Yellow
    Yönetmen: Banu Sıvacı
    Yapımcı: Zeynep Koray
  • Rahmet | Grace for Sale
    Yönetmen: Gözde Yetişkin, Emre Sert
    Yapımcı: Suzan Güverte
  • Tereddüt Çizgisi | Hesitation Wound
    Yönetmen: Selman Nacar
    Yapımcı: Diloy Gülün, Burak Çevik
  • Ölüleri Yakma Cemiyeti | The Cremation Society
    Yönetmen: Mahmut Fazıl Coşkun
    Yapımcı: Gülin Üstün

 

TRT Ön Alım Ödülü

  • Can Kuşu | Aqua Vita
    Yönetmen: Abdullah Şahin
    Yapımcı: Halil Kardaş
  • Obruk | Sinkhole
    Yönetmen: Seyid Çolak
    Yapımcı: Emrah Kılıç
  • Harabe | Ruin
    Yönetmen: Senem Bay
    Yapımcı: Senem Bay, Murat Erdağı, Sena Altundağ
  • 11 Yıldız Güneş ve Ay | The Sun The Moon and The 11 Stars
    Yönetmen: Emir Külal Haznevi
    Yapımcı: Emrah Özkan Tellioğlu, Emir Külal Haznevi, Merve Sena Kılıç

 

Proje Geliştirme Ödülü

  • Kurban | Sacrifice
    Yönetmen: İsmail Güneş
    Yapımcı: Aynur Güneş, İsmail Güneş
  • Battal | Battal
    Yönetmen: Semih Gülen, Mustafa Emin Büyükcoşkun
    Yapımcı: Arda Çiltepe
  • Gülizar | Gulizar
    Yönetmen: Belkıs Bayrak
    Yapımcı:  Belkıs Bayrak, Ayşe Şahinboy Doğan
  • Sus Payı | Hush Money
    Yönetmen: Erden Kıral
    Yapımcı: Murat Bayar

 

TRT Uluslararası Ortak Yapım Ödülü

  • Meryem (Azerbaycan)
    Yönetmen: Elçin Musaoğlu
    Yapımcı: Suat Köçer
  • Man vs. Flock (Kuzey Makedonya)
    Yönetmen: Tamara Kotevska
    Yapımcı: Zeynep Atakan

TRT Genel Müdürü ve Yönetim Kurulu Başkanı İbrahim Eren 12 Punto Özel Yayını’nda Önemli İsimler ile Bir Araya Geldi

TRT Yönetim Kurulu Başkanı ve Genel Müdürü İbrahim Eren, Oscar adayı TRT ortak yapımı filmlerin yönetmenleriyle TRT 2’de yayınlanan 12 Punto Özel Programında bir araya geldi.

12 Punto Senaryo Günleri, sektör için kapılarını aralıyor. Bu yıl üçüncüsü düzenlenen “12 Punto TRT Senaryo Günleri” ile projeler destekleniyor, uluslararası çapta filmlere katkı sağlanıyor.

“12 Punto 3 yıl önce başladı”

TRT Yönetim Kurulu Başkanı ve Genel Müdürü İbrahim Eren, 12 Punto TRT Senaryo Günleri’ne katılan önemli isimler ile bir araya geldi. Eren, TRT’nin bu alandaki desteğinin süreceğini vurguladı.

İbrahim Eren, “Her zaman şuna inanıyorum; bazı organizasyonlar şanslı başlar. 12 Punto’nun şansının da bu olduğuna inanıyorum. 12 Punto 3 yıl önce başladı. 15 yılın üzerinde TRT tecrübesi var burada” dedi.

“TRT’deki hayallerimden biriydi”

12 Punto TRT Senaryo Günleri’nin TRT’deki hayallerinden biri olduğunu vurgulayan Eren, şunları söyledi:

“Bizimki profesyonel bir organizasyon. Ama bir taraftan manevi olarak baktığımızda amatör ruhla destekliyoruz. Prodüktörleri her aşamada destekliyoruz. Senaryolaştırma, eğitim veya dünyaya yayma gibi bir destekleri yok ama biz 12 Punto’da bu farklı aşamaları da destekliyoruz. Bu benim TRT’deki hayallerimden bir tanesiydi. 8 yıldır TRT’deyim, çok iyi senaryolar gördüm. Soykırımla alakalı. Biz rekabet etmiyoruz, yardımcı olmaya çalışıyoruz.”

“TRT logolu filmler göreceğiz”

İbrahim Eren, 12 Punto’da elde edilen başarının önümüzdeki yıllarda TRT logolu filmlerle meyvesini vereceğini söyledi:

“Bizler de bu yolculuğun bir parçası oluyoruz. Prodüktörlerle beraber biliyorsunuz TRT’nin sinematik vizyonunda önümüzdeki 5-10-20 yıl için pek çok yeni filmde TRT’nin logosunu göreceğiz. İster büyük ister küçük olsun, bu önemli değil. Önemli olan her zaman onların yanında okmak.”

“TRT olmasaydı gerçekleştiremezdik”

Yönetmen Jasmila Zbanıc, TRT’nin önemine dikkati çekerek, “TRT olmasaydı bunu gerçekleştiremezdik. Bu o kadar önemli bir yatırımdı. Ortak projeyi gerçekleştirdiğimiz 9 Avrupa ülkesi var. TRT’de böyle bir koşul yoktu. İstediğimiz gibi parayı kullanabildik” dedi.

“Film çekmek önemli bir yolculuk”

Yönetmen Tamara Kotevska ise şöyle konuştu:

“Film çekmek önemli bir yolculuk. 4 kişilik bir ekiple başladık. Koşullar çok önemli. Birisi bunlarla başa çıkmazsa bu film beklendiği gibi olmayacaktır.”

Geliştirilen projeler 12 Punto’nun uluslararası jüri üyelerine sunulacak. 4 projeye TRT Ortak Yapım Ödülü, 4 projeye ise TRT Ön Alım Ödülü verilecek.

TRT Ortak Yapımı “Quo Vadis Aida?” İstanbul Prömiyerini 12 Punto 2021’de Gerçekleştirdi

 12 Punto 2021’de, Oscar adayı ödüllü film “Quo Vadis Aida?” gösterildi.

Feriye’deki gösterim sonrası gerçekleştirilen söyleşiye katılan filmin yönetmeni Jasmila Zbanic, yapımla ilgili merak edilenleri anlattı.

92. Oscar Ödülleri’nde “En İyi Uluslararası Film” kategorisinde yarışan TRT ortak yapımı Bosna Hersek filmi, 1995’te yaşanan Srebrenitsa katliamına mercek tutuyor.

Filmin yapımcısı Damir Ibrahimovic’in de yer aldığı gösterimin ardından Jasmila Zbanic seyircilerden gelen soruları yanıtladı.

“Yönetmen olarak gurur duyduğum bir süreç oldu”

Gösterimin ardından konuşan Zbanic, Türkiye’de olmaktan ve birlikte filmi izlemekten dolayı onur duyduğunu belirterek, hikayeyi oluştururken konunun taraflarıyla ilgili detaylı araştırmalarda bulunduğunu ve olayın çeşitli tanıklarından anılarını dinlediğini aktardı.

“Quo Vadis Aida?”nın oscar adaylığından sonra medyanın ve dolayısıyla insanların ilgisinin arttığından bahseden Zbanic, “Bir yönetmen olarak gurur duyduğum ve medyanın gücünün farkına vardığım bir süreç oldu.” diye konuştu.

Zbanic, filmi çekerken politik bir ajandayla hareket etmediklerini ifade ederek, “Srebrenitsa’da yaşananlar hala gündemde ve siyasal olarak kullanılan konular. O yüzden filmi çekerken bu tartışmalara girmek istemedim. Olayların sadece estetik bir biçimde insani yönünü göstermeye çalıştım. Filmle ilgili her kesimden olumsuz eleştiriler aldık ama bir sanatçı olarak ideolojik bir film yapmadığım için filme kimsenin müdahale etmesine izin vermedim.” dedi.

Filmin bir savaşı konu almasına rağmen kanlı ve şiddetli sahnelere yer vermediğine değinen Zbanic, “Senaryoyu ben yazdım ve alışıldık savaş filmlerinden farklı sahneleri barındırıyor. Ama Bosna’da yaşadığım, bu olayların içerisinde büyüdüğüm ve o anı hatırladığım için savaş filmlerinde alışık olduğumuz karelere yer vermek istemedim. Savaş kelimesi için aklıma gelen imge öğlen yemeğini pişirirken kafasının arkasından vurulup ölü bırakılan bir kadın ve arkadan gelen askerlerin onun pişirdiği yemeği çalmasıydı.” ifadelerini kullandı.

TRT ortak yapımı “Quo Vadis, Aida?”nın  yakın zamanda Türkiye’de de gösterime girmesi bekleniyor.

Bosna Hersek’in yanında, Türkiye, Avusturya, Romanya, Hollanda, Almanya, Polonya, Fransa ve Norveç ortak yapımı olan film, 1995’te yaşanan Srebrenitsa Katliamı’na mercek tutuyor.

Filmin hikayesi, Bosna Hersek’in Srebrenitsa kentinde Sırp askerleri tarafından kadınlar ve çocuklar dahil on binlerce Bosnalının öldürüldüğü soykırım günlerinde, Birleşmiş Milletler Üssü’nde geçiyor.

Dünya prömiyerini 2020’nin Eylül ayında dünyanın en önemli film festivalllerinden Venedik Film Festivali’nin Ana Yarışma bölümünde yapan film, Toronto Film Festivali’nde de yarıştı; Venedik ve Toronto’nun ardından birçok önemli film festivalinde yer aldı, ödüller kazandı.

“Quo Vadis Aida?”, Türkiye’de ise Antalya Altın Portakal Film Festivali’nde Uluslararası Yarışma’da En İyi Film Ödülü’nü almıştı.

Film, İngiltere’nin Oscar’ı olarak bilinen BAFTA ödüllerinde de En İyi Yönetmen ve Yabancı Dilde En İyi Film olmak üzere iki kategoride aday gösterilmişti.

TRT Ortak Yapımı “Honeyland” İstanbul Prömiyerini 12 Punto 2021’de Gerçekleştirdi

12 Punto 2021’de, iki Oscar adaylığı bulunan ödüllü film “Bal Ülkesi” (Honeyland) gösterildi.

İstanbul Feriye’deki gösterim sonrası gerçekleştirilen söyleşiye katılan filmin yönetmenleri Tamara Kotevska ve Ljubomir Stefanov, yapımla ilgili merak edilenleri anlattı.

Açık havadaki gösterimde sinemaseverlerle buluşan yönetmenlerden Ljubomir Stefanov, pandemi dolayısıyla uzun zaman sonra bu tür bir etkinliğe katıldıklarını ve mutlu olduklarını dile getirdi.

Stefanov, Bal Ülkesi’nden daha önce kısa bir belgesel film için Kotevska ile bir yıl boyunca çalıştıklarını belirterek: “Ekibimizle aramızda bir güven ve birbirimizi daha iyi anlamak söz konusu oldu. Toplam 5 kişiydik. Bu ilk belgeseli bitirdikten sonra, merkez Makedonya’da terk edilmiş alanlarda araştırmalara başladık. Hedefimiz, hikaye bulmaktı. Orada 10-15 terk edilmiş köy vardı. O bölgeye girdiğimizde, kayalardaki delikleri gördük. Anladık ki hikayemizi bulmuştuk.” ifadelerini kullandı.

Kotevska, çekimlerin gerçekleştiği bölgedeki yaşam koşulları, orada yaşamayanlar için pek uygun olmadığına dikkati çekerek, şu bilgileri verdi:

“Çadırlarımız ve gıdamızla tam anlamıyla hazırlıklı olmamız gerekiyordu. Aracımız bir kerede 3 kişiyi ve ihtiyaç malzemelerini taşıyabiliyordu. Bu nedenle tüm ekibin bölgeye taşınması için iki defa aracın git gel yapması gerekiyordu. Tüm ihtiyaç malzemelerinin tükenmesi dolayısıyla her gidişimizde en fazla 3 akşam kalabiliyorduk. Hiçbir gidişimizde 3 akşamdan daha uzun kalamadık. 3 akşamdan sonra geri dönüp yeniden temel ihtiyaç malzemelerini alıp geri dönüyorduk.”

Ljubomir Stefanov da 3 yıl süren çekimler sırasında oradaki varlıklarına alıştırmak için sürekli gidip geldiklerini aktardı. İhtiyaç olması dolayısıyla bazen bir haftada iki kez giderek, 4 gün çekim yaptıklarını ancak kimi zaman da 3-4 ay gidemediklerini, bu nedenle Hatice’nin hayatındaki önemli olayların bir kısmını kaçırdıklarını ifade etti.

Kotevska, çekimler sırasında Hatice’nin yaşadığı sıkıntılarla ilgili bir soru üzerine, şöyle konuştu:

“Belgesel filmciliği ben doktorluğa benzetiyorum. Çünkü bir noktada insan olarak kalmalısınız ancak diğer noktada ise olayların devam etmesi, o kişinin yaşamını doğal olarak sürdürmesi için tüm insani duygularınızı durdurmanız gerekiyor. Bu nedenle karakterinizle tam olarak empati kursanız da olayların devamı için, kameranın arkasında duran bir robot gibi davranmak çok zor bir karardı. Bu tamamen kişisel bir tercih. Bir insan ne kadar ileriye gidebilir.”

Belgeselde gerçekleşen olayların, kahramanların kendi tercihleri olduğunun altını çizen genç yönetmen Kotevska, “Örneğin komşuların, Hatice’nin balını satması, ağacı kameralar önünde kesmesi, onların kişisel tercihi. Ben sadece bir aktarıcıyım. Bu nedenle sadece kayıt edebilirim. Eğer ağacı kesmelerini söyleyen ben olsaydım, bu beni ‘suçlu’ yapardı, belgeselci değil.” değerlendirmesinde bulundu.

Tamara Kotevska, filme yaşam mücadelesi anlatılan bal üreticisi Hatice’nin yaşamının filmden sonra tamamen değiştiğinin altını çizerek, “Çok dolu bir yaşamı var. Her gün spora gidiyor. Arkadaşlarıyla vakit geçiriyor. Yaşam tarzını tamamen değiştirdi ve çok mutlu.” dedi.

Tamamen Türkçe konuşulan belgesel, Avrupa’nın son kadın arı yetiştiricilerinden Hatice Muratova’nın yaşam mücadelesini ele alıyor. Kuzey Makedonya’nın orta kısımlarındaki bir köyde çekilen film, izleyiciye unutulmuş eski bal toplama geleneklerini bir sanat icra edermişçesine uygulayan Hatice’nin dilinden sunarken, ekosistemin hikayesini naif bir dille anlatıyor.

Yapım, 2019 Sundance Film Festivali’nden Jüri Büyük Ödülü (Dünya Sineması-Belgesel), En İyi Görüntü Yönetimi, Jüri Özel Ödülü’nü kazandı. Ardından dünyada pek çok festivale katılıp ödüller kazandı.

12 Punto TRT Senaryo Günleri Etkinlikleri Devam Ediyor

Sinemacıları senaryo aşamasında destekleyerek projelerinin geliştirilmesine katkı sağlayan “12 Punto TRT Senaryo Günleri” kapsamında gerçekleştirilen etkinlikler devam ediyor.

TRT 2, 29 Haziran’a kadar 12 Punto TRT Senaryo Günleri’ne özel olarak her akşam canlı yayınları ve özel içerikleriyle sinemaseverlerle buluşacak. Saat 19.00’da başlayacak yayınlarda “12 Punto’da Neler Oluyor?” ve “12 Punto’da Yarın” isimli programlar etkinlikle ilgili bilgi akışı sağlayacak.

“12 Punto Film Saati” kuşağında Nuri Bilge Ceylan’ın her biri bir yönetmenlik dersi niteliğindeki kamera arkası belgeselleri gösterildi. “Ahlat Ağacı” filminin kamera arkası görüntülerinden oluşan 3 bölümlük “Ahlat’ın Yolculuğu” ve “Kış Uykusu” filminin kamera arkası görüntülerinden oluşan “Uzun Sürmüş Bir Kış” belgeselleri TV’de ilk kez TRT 2’de yayınlandı.

“12 Punto Film Saati” kuşağında TRT Ortak Yapımı filmler “Honeyland”, “Kapan” ve “Odaklan Babaanne” gösterimleri yapılıyor.

Her akşam özel röportajlar ve masterclassların da yer alacağı program, 29 Haziran akşamı yayınlanacak kapanış programıyla son bulacak.

12 Punto 2021’de Ortak Yapımlar Konuşuldu

12 Punto 2021, “Uluslararası Ortak Yapımlar ve Ortak Yapımlar Marketleri” ve “Ortak Yapımların Yol Haritası” başlıklı masterclass’arla devam ediyor.

Feriye’de gerçekleştirilen ve eş zamanlı YouTube’da TRT 12 Punto kanalında yayınlanan masterclassta, Berlin Film Festivali Ortak Yapım Marketi Direktörü Martina Bleis, EAVE Kurslar Direktörü Lise Lense-Moller ve Yapımcı Sezgi Üstün San yer aldı.

Esra Demirkıran’ın moderatörlüğünü üstlendiği etkinliğe katılan isimler ortak yapımlar üzerine düşüncelerini paylaştı.

“Ortak yapımcı aramak aynı zamanda finansman aramak demektir”

Martina Bleis, ortak yapımcı aramak için finansmanın önemli bir sebep olduğunu belirterek, şunları söyledi:

“Ortak yapımcı aramak aynı zamanda finansman aramak demektir. Bu demek değil ki kendi ülkenizden bütçe desteği alamayacağınız için ortak yapımcı arıyorsunuz. Filmin bütçeleri genelde tek bir yapımcının karşılayabileceği miktarların üzerinde olabiliyor. Ayrıca sanatsal nedenler ve farklı pazarlara açılmak istemeniz de sizi ortak yapımcı aramaya itebilir. Filminizde Fransız bir aktris varsa, film Fransa’da da gösterim yapacaktır. Böylece daha fazla kazanç elde edeceksiniz. Bu tür sebepler filminizin daha kalıcı olması ve pazarda iyi bir yer alabilmesi için avantaj olabiliyor.”

Bleis, ortak yapımların sanatsal kaygılardan dolayı da yapılabildiğine değinerek, “Filminizin kısmen başka bir ülkede geçtiğini düşünün, o halde filminize başka bir ülkenin oyuncularını dahil edeceksiniz demektir. Ortaklıkla birlikte filmi çektiğiniz lokasyonun bilgileri de şık bir şekilde size gelir ve o ülkenin sanatsal kaynaklarını kullanabilirsiniz. Örneğin; Türkiye’de film çekiyorsunuz fakat ses kaydını başka bir ülkede alacaksınız, işte bu ortak yapım için teknik ve sanatsal bir sebeptir. Bu tür gerekçeler bizi sanatsal ortak yapıma götürür. Eğer başka bir ülkeden fon almak istiyorsanız bu tür sanatsal sebepler önemli sebepler olarak değerlendirilir.”

Ortak yapımlara girilmemesi gereken bazı durumlar olduğundan da bahseden Bleis, kontrolü bırakmaktan korkan film yapımcılarının ortak yapımcı aramaya girmemesi gerektiğini aktardı.

“Ortak yapımlar yaratıcı işbirlikleri oluşturuyor.”

Ortak yapımların bazı potansiyel faydaları olduğuna dikkati çeken Lense-Moller ise “Ortak yapım yapmak istiyorsanız, bunu perspektifinizi genişletmek için veya daha uluslararası bir alana açılmak için yapmanız gerekiyor. Ortak yapımda çok iyi ve tatmin edici bir yaratıcı işbirliğine girmiş oluyorsunuz. Yine aynı zamanda bir rekabet de var burada. Sınır ötesi bir yerde ortak yapımda bulunduğunuzda biraz daha yaratıcı bir iş birliğinden faydalanabiliyorsunuz. Çünkü ulusal da olsa uluslararası da olsa ortak yapımda aynı kafa yapısında olmanız çok önemli.” ifadelerini kullandı.

12 punto 2021 Hız Kesmeden Devam Ediyor!

Sinemacıları senaryo aşamasında destekleyerek projelerinin geliştirilmesine katkı sağlayan “12 Punto TRT Senaryo Günleri” kapsamında gerçekleştirilen etkinlikler devam ediyor.

TRT 2, 29 Haziran’a kadar 12 Punto TRT Senaryo Günleri’ne özel olarak her akşam canlı yayınları ve özel içerikleriyle sinemaseverlerle buluşacak. Saat 19.00’da başlayacak yayınlarda “12 Punto’da Neler Oluyor?” ve “12 Punto’da Yarın” isimli programlar etkinlikle ilgili bilgi akışı sağlayacak.

“12 Punto Film Saati” kuşağında Nuri Bilge Ceylan’ın her biri bir yönetmenlik dersi niteliğindeki kamera arkası belgeselleri gösterilecek. “Ahlat Ağacı” filminin kamera arkası görüntülerinden oluşan 3 bölümlük “Ahlat’ın Yolculuğu” ve “Kış Uykusu” filminin kamera arkası görüntülerinden oluşan “Uzun Sürmüş Bir Kış” belgeselleri TV’de ilk kez TRT 2’de yayınlanıyor.

“12 Punto Film Saati” kuşağında TRT Ortak Yapımı filmler “Honeyland”, “Kapan” ve “Odaklan Babaanne” gösterimleri olacak.

Her akşam özel röportajlar ve Masterclass’ların da yer alacağı program, 29 Haziran akşamı yayınlanacak kapanış programıyla son bulacak.

İlk Film Yapım Süreçleri 12 Punto 2021’de Konuşuldu

12 Punto 2021, “Engelleri Aşmak: İlk Filmimi Nasıl Yaptım?” başlıklı panelle devam ediyor.

Feriye’de gerçekleştirilen ve eş zamanlı YouTube’da TRT 12 Punto kanalında yayınlanan panelde, yapımcı Müge Özen, senarist Hilal Çelenk, yönetmen Orçun Köksal ve Bekir Bülbül ilk filmlerini nasıl yaptıklarını anlattı.

“İlk filmde yönetmenler için zor bir süreç var”

Yönetmen Orçun Köksal, Kültür ve Turizm Bakanlığı Sinema Genel Müdürlüğünün destekleriyle ilk filmi “Anadolu Parsı”nın çekimlerini yakın bir zamanda tamamladığına dikkati çekerek, “İlk filmde yönetmenler için zor bir süreç var. Yapımcı refleksleriyle yönetmen refleksleri çakışıyor. Yapımcı o filmin mevcut şartlarla nasıl çekilebileceğini düşünürken yönetmen o filmin hayal ettiği gibi çekebilmenin planlarını kuruyor.” şeklinde konuştu.

Köksal, ilk filmini yapan yönetmenlerin bütün süreçlerle uğraşırken kendisini yalnız hissetme halinin olduğunu vurgulayarak, yapımcının ve yönetmenin aynı şeyi istiyor ve buna ikna olmuş olmalarının çok önemli olduğunu dile getirdi.

Yönetmen Bekir Bülbül, ilk uzun metraj filmini kendi bütçe ve imkanlarıyla çektiğini belirterek, bağımsız bir şekilde yola çıkmanın avantajları olsa da dezavantajlarının filmin çekiminden sonra başladığını söyledi.

Fransız yönetmen Jean-Luc Godard’ın “Sinema sanatı bir gözü paraya bir gözü de sanata baktığı için şaşı bir sanattır” sözünü hatırlatan Bülbül, şunları kaydetti:

“Bu şaşılık gittikçe de artmakta gibi geliyor. Hem bütçeli hem de bütçesiz bir film çekmiş birisi olarak kıyaslamayı yapıyorum. İlk filmimde senaryoyu yazıp ‘Yarın sete başlıyoruz’ diyerek sete başlamışken ikinci filmimde 2017’de senaryoyu yazdım, 2018’de senaryo bitti ve 2021’in Şubat ve Mart ayında çekimleri yaptık. Yönetmen olarak şunu fark ettim, bir film çekmek için iyi bir sunum yapmam gerektiğini anladım. Bunu eleştirmek anlamında söylemiyorum. Bunun çok ciddi avantajlarını gördüm sette. Mesela ikinci filmimde para akışıyla ilgili hiçbir bilgim yok. Bu o kadar ferahlık veriyor ki ilk filmimde böyle değildi.”

“Yapımcının yönetmenle gerçek dünya arasında bir duvar olması gerekiyor”

Yapımcı Müge Özen de farklı alanlarda farklı ilk film tecrübesinin olduğuna işaret ederek, şunları söyledi:

“2009’da ilk arthouse filmi yapmaya karar verdiğimizde bilmediğimiz için o günün parasıyla 400 bin lira gibi bir vergi borcuyla sinema hayatımıza başladık. Bu bizi ticari filmler yapmaya itti ve bir süre öyle devam ettik. 2015 yılında ben arthouse filmler yapmak için kendi şirketimi kurdum. Orada da Bir Nefes Daha isimli film benim ana yapımcılığını üstlenip bitirdiğim ilk proje diyebilirim. Bakanlık desteği olmadan yaptık.”

Özen, yönetmen ve yapımcı ilişkisinin özellikle ilk filmlerde çift taraflı bir esneklik gerektirdiğine vurgu yaparak, ilk filmini çeken yönetmenlerin çoğu zaman sette en deneyimsiz kişi olduğunu, bunun da yönetmen üzerinde baskıları artırdığını ifade etti.

Yapımcıların özellikle ilk filmini çeken yönetmenlerle projenin güçlü ve eksik yönlerini açık bir şekilde konuşması gerektiğini belirten Özen, “İlk filmini çeken yönetmenlerin sektörün gerçekleri hakkında çok fazla bilgisi olmuyor. Bu da yapımcının ikinci önemli görevini getiriyor. Yapımcının yönetmenle gerçek dünya arasında bir duvar olması gerekiyor.” şeklinde konuştu.

Senarist Hilal Çelenk ise ilk uzun metrajını çekmek isteyen yönetmenlerin en doğru yapımcıyı bulup onlarla çalışması gerektiğini söyledi.

Arthouse sinemada yapımcı kavramının da doğru ele alınmasının önemine değinen Çelenk, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Bana göre arthouse filmler de bir endüstrileşme yoluna gidiyor. İlk filmini çeken yönetmenlerde yapımcının rolü filmin satışını ve pazarlamasını yönetmek. Hatta finans kaynaklarını bulup filmi festivallere ve ortak yapımcılara tanıtması da gerekiyor. Bakanlığın dışında artık 12 Punto Senaryo Günleri var ki burada da TRT ilk filmlere ortak yapımcı olarak destek veriyor. Bu sene de 6 tane ilk filme ortak yapımcı oldu. Bu çok özel bir rakam. TRT bu sayede hem yapımcıyı hem de yönetmeni tek başına bırakmıyor ve tüm süreçlerde destek veriyor.”

12 Punto TRT Senaryo Günleri TRT 2 Özel Yayınları ile Devam Ediyor

Sinemacıları senaryo aşamasında destekleyerek projelerinin geliştirilmesine katkı sağlayan “12 Punto TRT Senaryo Günleri” kapsamında gerçekleştirilen etkinlikler devam ediyor.

TRT 2, 29 Haziran’a kadar 12 Punto TRT Senaryo Günleri’ne özel olarak her akşam canlı yayınları ve özel içerikleriyle sinemaseverlerle buluşacak. Saat 19.00’da başlayacak yayınlarda “12 Punto’da Neler Oluyor?” ve “12 Punto’da Yarın” isimli programlar etkinlikle alakalı bilgi akışı sağlayacak.

“12 Punto Film Saati” kuşağında Nuri Bilge Ceylan’ın her biri bir yönetmenlik dersi niteliğindeki kamera arkası belgeselleri gösterilecek. “Ahlat Ağacı” filminin kamera arkası görüntülerinden oluşan 3 bölümlük “Ahlat’ın Yolculuğu” ve “Kış Uykusu” filminin kamera arkası görüntülerinden oluşan “Uzun Sürmüş Bir Kış” belgeselleri TV’de ilk kez TRT 2’de yayınlanacak.

“12 Punto Film Saati” kuşağında TRT Ortak Yapımı filmler “Honeyland”, “Kapan” ve “Odaklan Babaanne” gösterimleri olacak.

Her akşam özel röportajlar ve masterclassların da yer alacağı program, 29 Haziran akşamı yayınlanacak kapanış programı ile son bulacak.

12 Punto 2021’de Rebecca O’Brien ile Ken Loach Filmleri Konuşuldu

12 Punto 2021’de, yapımcı Rebecca O’Brien’ın “Bir Ken Loach Filmi Yapmak” başlıklı masterclass’ı yapıldı.

Feriye’de gerçekleştirilen ve eş zamanlı YouTube’da TRT 12 Punto kanalında yayınlanan ilk masterclass’da, Ken Loach filmlerinin yapımcısı Rebecca O’Brien konuştu.

Esra Demirkıran’ın moderatörlüğünü üstlendiği etkinliğe çevrim içi katılan O’Brien, bugüne kadar Ken Loach ile çalışmaktan çok memnun olduğunu belirterek, “Birlikte çalışmak bir haz haline geliyor, gerçekten de daha önce çalışıp memnun kaldığın kişilerle tekrar çalışmak büyük konfor.” dedi.

O’Brien, film festivallerinin kendileri için çok değerli olduğuna işaret ederek, “Çok ses getirecek, dikkat çekecek büyük yıldızlarla çalışmadığımız için kendimizi gösterebileceğimiz en önemli mecralar buralar oluyor. Cannes, Venedik ya da Toronto gibi film festivalleri bizler için büyük olaylar ve buralarda ödül kazanmak bizim için önemli. Çünkü bizim daha fazla seyirciye ulaşmamıza yardımcı oluyor.” diye konuştu.

“Festivaller filmleri duyurmak için megafon görevi görüyor”

Festivallerin filmleri duyurmak için megafon görevi gördüğünü aktaran O’Brien, şunları kaydetti:

“Kırmızı halıda poz verip saatlerce röportaj vermeyi sevmiyor olabilirsiniz ama festivalde gösterilmesinin filme etkisini görmezden gelemezsiniz. Mesela Cannes’da gösterildiğinizde odak haline geliyorsunuz ve bu büyük bir oksijen kaynağı halinde geliyor. Dürüst olmak gerekirse biz bu tür festivalleri bunun için kullanıyoruz. Çeşitli röportajlarla uluslararası ilgiyle karşılaşıyor ve dünyanın farklı coğrafyalarındaki insanların dikkatini çekiyorsunuz. Cannes’ı bu sebeplerden çok önemsiyorum hatta Altın Palmiye kazanmak Oscar kazanmaktan daha önemli benim için.”

O’Brien, beklentilerini karşılamayan yapımlara da imza attıklarını ifade ederek, “Eleştirmenler bazen karmaşa yaratabiliyorlar politik eleştirileriyle. Fakat bu bile film hakkında güzel bir şey. Çünkü onun konuşulduğunu gösteriyor. Eleştirilerin politik yönde olmasının bir diğer iyi tarafı estetik açıdan eleştirilememesi diye düşünüyorum.” değerlendirmesinde bulundu.

Avrupa’da ortak yapımların genelde Avrupa Birliği kapsamında olduğunu aktaran O’Brien, “Brexit kapsamında olduğu için biz İngiltere ile hala çalışabiliyoruz. Ancak bence potansiyel olarak yapımcı bulmanın en büyük platformu film festivalleridir. En büyük festivaller tam olarak ortak yapım pazarı işlevi görür.” dedi.

12 Punto TRT Senaryo Günleri Etkinlikleri Devam Ediyor

Sinemacıları senaryo aşamasında destekleyerek projelerinin geliştirilmesine katkı sağlayan “12 Punto TRT Senaryo Günleri” kapsamında gerçekleştirilen etkinlikler devam ediyor.

TRT 2, 29 Haziran’a kadar 12 Punto TRT Senaryo Günleri’ne özel olarak her akşam canlı yayınları ve özel içerikleriyle sinemaseverlerle buluşacak. Saat 19.00’da başlayacak yayınlarda “12 Punto’da Neler Oluyor?” ve “12 Punto’da Yarın” isimli programlar etkinlikle alakalı bilgi akışı sağlayacak.

“12 Punto Film Saati” kuşağında Nuri Bilge Ceylan’ın her biri bir yönetmenlik dersi niteliğindeki kamera arkası belgeselleri gösterilecek. “Ahlat Ağacı” filminin kamera arkası görüntülerinden oluşan 3 bölümlük “Ahlat’ın Yolculuğu” ve “Kış Uykusu” filminin kamera arkası görüntülerinden oluşan “Uzun Sürmüş Bir Kış” belgeselleri TV’de ilk kez TRT 2’de yayınlanıyor.

“12 Punto Film Saati” kuşağında TRT Ortak Yapımı filmler “Honeyland”, “Kapan” ve “Odaklan Babaanne” gösterimleri olacak.

Her akşam özel röportajlar ve masterclasslar’ın da yer alacağı program, 29 Haziran akşamı yayınlanacak kapanış programı ile son bulacak.