12 Punto TRT Senaryo Günleri’nde Finalistler Belli Oldu!

Kurulduğu günden beri Türk sinemasının gelişimine katkı sağlayan TRT, Türk sinemasına nitelikli senaryolar kazandırmak ve bu senaryoların filme dönüştürülmesini desteklemek amacıyla senaryo günleri düzenliyor.

Finale kalan projeler, sektördeki uzmanlardan oluşan bağımsız jüri tarafından 119 başvuru arasından özenle seçildi. Belirlenen 12 film ise uluslararası bağımsız jüri tarafından değerlendirilerek ortak yapım ödülü için mücadele edecek.

Senaryo Günleri çerçevesinde ayrıca senaryo geliştirme atölyeleri, ustalık sınıfları ve paneller de düzenlenecek. Finale kalan projeler temmuz ayında bu atölyelere katılıp jüri karşısında sunum yapacak.

12 Senaryo Finalde…

12 Mayıs’ta sona eren başvurular; içerik, çekim takvimi, zaman yönetimi gibi birçok açıdan incelendi. Bozkırda Deniz Kabuğu, Bir Tutam Karanfil, Kesilmiş Bir Ağaç Gibi, Vaha, Üç Arkadaş, Tavşan İmparatorluğu, İç Bahçe, Efsane, Uçan Köfteci, Umut, Aşı ve Turna Misali finale kalmaya hak kazanan projeler oldu.

Finale kalan filmlerin genel hikaye ve künyeleri ise şöyle;

1. Bozkırda Deniz Kabuğu: Yakup, köyünden hiç dışarı çıkmamış, 15-16 yaşlarında bir çobandır. Koyunlarını güttüğü bozkırın ortasından geçen demiryolu, dış dünya ile tek bağıdır. Bozkırın ortasında bulduğu deniz kabukları ve trenden kendisine beyaz mendil atan şehirli bir kıza aşık olması Yakup’un hayatı tamamen değişir. Aralarında özel bir bağ olan köy öğretmeninin etkisiyle gördüğü deniz düşleri, Bilge Kişi’nin peygamberler, melekler, cinler, perilerle örülmüş mistik öyküleri ve trende görüp aşık olduğu kızın hayali birbirine karışır. Yakup artık düşle gerçeğin birbirine karıştığı bir öykünün içindedir.

Yönetmen: Osman Doğan
Senarist: Ahmet Uluçay
Yapımcı: Neden Film Yapım – Ahmet Tarık Güven

2. Bir Tutam Karanfil: Yaşlı ve inatçı bir adam olan Musa, mülteci olarak yaşadıkları şehirde hayat arkadaşını kaybeder. Daha önce kendisine vermiş olduğu sözden dolayı cenazeyi doğup büyüdüğü topraklara defnetmek ister ve yanına torunu Halime’yi de alarak yola koyulur. Otobüsler ve kamyonlar tabutla gezen bu iki mülteciyi araçlarına almak istemez. Maddi imkânsızlıklarında etkisiyle yola mecburen yayan devam etmek zorunda kalırlar. Fakat tabut sürüklenmelere ve yol koşullarına daha fazla dayanamaz, zamanla çatlamaya ve kırılmaya başlar. Musa bütün bu sorunların yanında yaşlılığının getirmiş olduğu takatsizlik ve torunun acizliğiyle zorlu iklim şartlarında sınıra ulaşma çabası içerisindedir. Üstelik sınırda çatışmalar halen devam etmektedir.

Yönetmen: Bekir Bülbül
Senarist: Büşra Bülbül – Bekir Bülbül
Yapımcı: Mayıs Film – Büşra Bülbül

3. Kesilmiş Bir Ağaç Gibi: Ölümcül hastalığa yakalanan REFİK’in isteği çocuklarıyla mutlu bir bayram geçirip onlardan helallik dilemektir. Refik’le ilgilenmeyen İHSAN yeni bir iş kurmak için babasından köydeki tarlaların tapusunu kendi üstüne geçirmesini ister. Refik kızlarının rızasını alarak bunu yapabileceğini söyler. Refik yurtdışına gidebilmeleri için bakıcısı Suriyeli GÜLİZAR’a para verir. Ama kadın iki oğlunu Refik’e bırakıp kayıplara karışır. NALÂN babasını iki çocukla bulunca ne yapacağını şaşırır. Baba kız Basmane’de kadını ararlar. İhsan, babasına yük olduğunu düşündüğü çocukları gizlice Gülizar’ın komşusuna bırakır. Bayramın ilk günü mezarlık ziyaretinde yeni kazılmış mezarı gören çocuklar ilk defa babalarının ölümü üzerine konuşurlar. Aralarındaki anlaşmazlıklar su yüzüne çıkar. Refik’in büyük kızı AYHAN tarlaların İhsan’a verilmesine karşıdır. Gebe kurbanın kesilememesi gerginliği artırır. Hastalığını açıklayamayan Refik, yetimleri bulmak için kavga eden çocuklarının yanından sessizce ayrılır.

Yönetmen: Tunç Davut
Senarist: Tunç Davut, Sinem Altındağ
Yapımcı: Tekhne Film Yapım – Tunç Davut, Sinem Altındağ

4. Vaha: Film; Hisse, Etek ve Vicdan isimli üç ayrı öyküden oluşmaktadır. Öyküler bir güz mevsiminde, aynı köyde aynı zaman dilimi içinde geçmekte ve küçük halkalarla birbirine bağlanmaktadır. Küçük bir köy içinde üç farklı çatı ve birbirlerine değen yaşamlar. Bir baba bir oğul, bir karı bir koca, bir kaynana bir gelin. İnsanın yaşlı ve genç olma halleri. İnsanın yaşlı ve gencölme halleri. Köyün yakınlarındaki jandarma karakolundan çalınan tüfek bu öyküleri birbirine bağlar. Hisse’de Eyüp 40’lı yaşlarında bir adam, köyde, elden ayaktan düşmek üzere olan babasıyla harcanmış bir ömür için geri dönüşsüzlüğün farkında. Etek’de, Reşit 60’larında bir ihtiyar delikanlı. Reşit’in karısı Selvi 30’una varmamış bir genç kadın. Hasta yatağında yatmakta. Reşit karısı ölünce, ömrünün bu son deminde kendisine bakması için Selvi’yle evlenmiştir. Ancak Selvi kısa bir süre sonra hastalanır ve şimdi Reşit ona bakmaktadır. Vicdan’da Sultan 30’una varmamış bir genç kadın. Köy evinde yatalak kaynanasıyla

Yönetmen: Nesimi Yetik
Senarist: Nesimi Yetik – Betül Esener Yetik
Yapımcı: Özminimalist Film – Nesimi Yetik

 

5. Üç Arkadaş: Mercan (13); geceleri dikiş atölyesinde çalışan bir anne ile inşaatlarda bekçilik yapan bir babanın tek çocuğudur. Küçük yaşlardan beri birçok farklı işte çalışmıştır. Şimdi sokaklardan hurda toplayıp satmaktadır. Yunus (13); anne ve babası yıllar önce çalgıcılık yaptıkları bir düğünde çıkan silahlı saldırı sonucu yaşamlarını yitirmişlerdir. Romen bir aileden gelen Yunus yaşlı dedesiyle birlikte yaşamakta, çok küçük yaşlardan bu yana sokaklarda klarnet çalmaktadır. Bilal (13); Suriye’deki savaştan kaçan bir ailenin çocuğu olan Bilal’in anne babası Suriye’de kalmıştır ve yine savaştan kaçmayı başaran dayısı ile birlikte yaşamakta, kâğıt toplayarak hayatını kazanmaktadır. Mercan, Yunus ve Bilal… Aile kökenleri birbirinden farklı üç arkadaştırlar. Yanlarına aldıkları beyaz bir yarış güverciniyle bir yolculuğa çıkarlar. Bir günlük yolculuğun sonunda ise tek amaçları vardır: güvercin yarışlarına katılmak ve kazanacakları para ödülü ile Bilal’in savaşta kalan anne ve babasını kurtarma.

Yönetmen: Nursen Çetin Köreken
Senarist: Nursen Çetin Köreken
Yapımcı: Dramayapım Film – Nursen Çetin Köreken

6. Tavşan İmparatorluğu: Musa (11) Elazığ’ın Keban kasabasında babası Beko (Bekir – 42) ile birlikte tek katlı kerpiç bir evde yaşamaktadır. Tazı tavşan yarışlarında ayakçılık yaparak geçinen babası, özel rehabilitasyon merkezi müdüründen Musa’ya engelli raporu ayarlayabilirse devletten maaş alabileceğini öğrenir. Fakat rapor için Musa’nın Nergis’ten (11) engelli gibi görünebilmeyi öğrenmesi gerekmektedir. Musa engelli kalacak olmaktan korkar fakat kimin gerçekten engelli kimin taklit yaptığını anlamanın zor olduğu rehabilitasyon merkezinde eğitime başlar. Nergis’in de merkezde çalışan annesinden dolayı engelli rolü yapmak zorunda olduğunu öğrenir. Musa tuzaklardan ve yarışlardan kurtarabildiği tavşanlar için eski bir madende yarattığı Tavşan İmparatorluğu hayaline Nergis’i de ortak eder. İki arkadaş tavşanları tuzaklardan, kendilerini engellikten kurtarabilecekleri tehlikeli bir mücadeleye girişirler.

Yönetmen: Seyfettin Tokmak
Senaryo: Seyfettin Tokmak
Yapımcı: Yaman Film Yapım – Seyfettin Tokmak

7. İç Bahçe: Yıl 1981.İsmail (10), 1977 yılından beri Bakırköy Akıl Hastanesi’nde yaşamaktadır. 1980 darbesinin etkileri hastanede hala hissedilmektedir. Sibel (13)in hastaneye gelmesi ile İsmail hiç yapmadığı bir şeyi yapacak, soru soracaktır! İç bahçenin yüksek duvarlarının ötesindeki dünyayı, Sibel in hastaneden kaçma fikri ile görebilecek midir? Sibel ve İsmail özgürlüğe birlikte pedal çevirebilecekler midir?

Yönetmen: Ceren Şahan
Senaryo:İbrahim iris
Yapımcı: YazıTura Film Media –Erdal Bali

8. Efsane: Efsane doğduğu günden itibaren haradaki herkesin dikkatini çeken başına buyruk bir taydır. Aklı fikri bütün engelleri, barikatları aşarak alıp başını gitmektir. Yarışlarda koşma zamanı gelir. Üstüne kimseyi bindirmek istemez. Sonunda yola getirirler. Yarışların en gözde atı olur. Daima kazanır. Zaman geçer gücü azalır. Kaybetmeye başlar. Haraya çekilir. Yavru vermesi beklenir. Yavrular. Daha da yaşlanır artık haraya yük olmaktadır. Arabacılık yapan Hasan ve on yedi yaşındaki torunu Sinan mütevazı evlerinde yaşamaktadır. Ölen atlarının yerine haradan Efsane’yi satın alırlar. Zamanla Sinan ve Efsane arasında bir dostluk başlar. Efsane’nin arabaya koşulmasını bir türlü içine sindiremeyen Sinan, harada onun ele avuca sığmaz yavrusuyla karşılaşınca, onun da aynı kaderi paylaşacağından korkar. Tayı haradan kaçırmak için en yakın arkadaşı Nisan’la bir plan yapar. Dedesinin de devreye girmesiyle yavruyu özgürce koşabileceği bir yaylaya bırakırlar.

Yönetmen: Yavuz Özkan
Senaryo: Yavuz Özkan
Yapımcı: Z1 Film Atölyesi – Aycan Çetin

9. Uçan Köfteci: Kadir, (38) küçük bir köfte dükkanı sahibidir. Bir süredir uçma işine gönül vermiş ve bunun sonucu olarak paramotor satın almıştır. Kadir bu isteğinde direttikçe aile ilişkilerinde sorunlar yaşamaya başlar. Uçma konusunda kendisine yardımcı olan Ahmet(32) ile feysbuk üzerinden tanışmıştır. Köyde yapılmakta olan bir düğünde uçmayı kafasına koyan kadir, Ahmet’in karşı çıkmasına rağmen uçar. Kadir havada büyük keyif içinde uçarken Aniden aşağıdan patlayan silahlar Kadir’in panik yapmasına sebep olur. Paraşütün dengesini kaybetmesiyle paramotorun kontrolünü kaybeden Kadir yamaca çarparak düşer. Ambulansla hastaneye yetiştirilir. Kadir’in bir ayağında ezilme olmuştur. Nöbetçi polis olayı amirine bildirir. Amir gelip Kadir’le konuşur. Amir Kadir’in samimiyetine inanır. Kadir bir kaç gün evde zaman geçirir. Azize (34) Kadir’in karısıdır. Düşme sırasında köydeki düğünde olduğundan kocasıyla alay edilmiş olmasını bir türlü atlatamamıştır.

Yönetmen: Rezan Yeşilbaş
Senaryo: Rezan Yeşilbaş
Yapımcı: Rez Film – Lokman Rezan Yeşilbaş

10. Umut: Sağır ve dilsiz Bedo (7), babası Mustafa (42) ve ağabeyi Çeto (20) ile köyden birkaç kilometre uzaktaki evlerinde yaşamaktadır. Bedo, zamanının büyük bir kısmını annesinden ona yadigâr kalan çok sevdiği koyunu ile oynayarak geçirir. Bedo’nun tarımdan eskisi kadar para kazanamayan babası Mustafa, arkadaşlarının da teşvikiyle hayvan ticaretine başlar. Bedo’nun ağabeyi Çeto, ilçede tanıştığı hayvan alıp satmasına aracı olduğu Emin’i, babası Mustafa ile tanıştırır. Emin’in evlerine her gelişinde hayvan satın alıp gittiğini gören Bedo ise çok sevdiği koyunu için endişelenir. Bir gün Emin, Mustafa’nın elindeki bütün hayvanları satın alır. İki gün sonra sevkiyat yapılacaktır. Koyununun da diğer hayvanlarla birlikte satılacağını anlayan Bedo, onu kurtarmanın bir çaresini bulmaya çalışır. Bedo, koyununu kurtarmak için babasından ve ağabeyinden gizli, zorlu bir mücadelenin içerisine girecektir.

Yönetmen: Orhan İnce
Senaryo: Orhan İnce
Yapımcı: Sinemarjen Film- Orhan İnce

11. Aşı: Adem intihar etmeden önce bir fabrikada gece bekçiliği yapan, basılmayan romanları arasında varoluşunu arayan, 1980 askeri darbesinin işkence izlerini bilinçaltında ve vücudunda taşıyan bir yazardır. Samet, annesiyle Doğu’da bir köyde yaşayan, çobanlıktan arta kalan zamanlarında ağaçlara aşı yapan bir gençtir. Resme karşı çok özel bir yeteneği olan Samet, her defasında çizimlerini yok etmekte hayallerini kendisinden uzaklaştırmaktadır. Samet, Adem’in cenazesi için yola çıkar. Amacı hiç tanımadığı babasının köyü terk ediş̧ sebebini bulmak ve hayalini kurduğu İstanbul’u görmektir. Şehir, farklı kimliklere sahip baba ve oğul için bir izdüşümüdür. Adem ve Samet arasında bir zaman ve mekan yolculuğu başlar. Zaman ilerledikçe, Samet fiziksel ve ruhsal olarak Adem’e dönüşmektedir.

Yönetmen: Ahmet Küçükkayalı
Senaryo: Ahmet Küçükkayalı
Yapımcı: Stellar Yapımcılık – İnci Gülen

12. Turna Misali: Sarıkeçili Yörüklerine mensup Aksak Ailesi’nin otoriter aile reisi Gülsüm Ana göç hazırlıklarına başlamıştır. Fakat aile bireyleri ve diğer yörük aileleri göç konusunda Gülsüm Ana gibi düşünmezler. Kocası artık yaşlandığını ileri sürüp yerleşik hayata geçmek, damadı develeri satıp traktörle göçmek istemektedir. Gülsüm ise göçün tamamen eski yöntemle, develerle yapılması taraftarıdır. Gülsüm’ün en büyük destekçileri yarım akıllı oğlu Nurettin ve torunu Elif’tir. Gülsüm çevresindekileri ikna etmeye çalışırken valiliğin göçü engelleyeceği söylentisi dolaşmaya başlar. Önüne çıkan tüm engellere rağmen Gülsüm göçmeye kararlıdır.

Yönetmen: İffet Eren Danışman Boz
Senaryo: İffet Eren Danışman Boz – Eyüp Boz
Yapımcı: İEDB Film – İffet Eren Danışman Boz

“Kızım Gibi Kokuyorsun” Şanghay’da Yarışacak

Kızım Gibi Kokuyorsun filminin prömiyeri, 22. Şanghay Uluslararası Film Festivali’nde yapılacak.

Olgun Özdemir’in yazıp yönettiği “Kızım Gibi Kokuyorsun” filmi prömiyer yaparak 22. Şanghay Uluslararası Film Festivali’nde seyirci karşısına çıkacak.

Clemence Verniau, Çağlar Ertuğrul, Yılşen Özdemir, Şerif Sezer, Esin Civangil ve Tolga Güleç’in rol aldığı film, 14-25 Haziran’da düzenlenecek festivalin Uluslararası Panorama bölümünde yarışacak.

72. Cannes Film Festivali Ödülleri Sahiplerini Buldu

72. Cannes Film Festivali ödülleri 25 Mayıs Cumartesi akşamı düzenlenen törenle sahiplerini buldu. Altın Palmiye ödülü Bong Joon-ho imzalı “Parasite” filminin oldu.

Alejandro Gonzalez Iñárritu‘nun jüri başkanı olarak yer aldığı seçkide Elle Fanning, Maimouna N’Diaye, Kelly Reichardt, Alice Rohrwacher, Enki Bilal, Robin Campillo, Yorgos Lanthimos ve Paweł Pawlikowski gibi önemli isimler de yer aldı.

Bu yıl festivalde yer alan TRT ortak yapımı “It Must Be Heaven” (Burası Cennet Olmalı), FIPRESCI Ödülleri Ana Yarışma bölümünde En İyi Film ve Özel Mansiyon Ödülü’ne layık görülerek geceden 2 ödülle ayrıldı.

 

72. Cannes Film Festivali Ödüllerinin Tamamı:

Ana Yarışma Altın Palmiye: Parasite – Bong Joon-ho
Grand Prix: Atlantique – Mati Diop
En İyi Yönetmen: Jean-Pierre Dardenne & Luc Dardenne – Young Ahmed
En İyi Erkek Oyuncu: Antonio Banderas – Pain and Glory
En İyi Kadın Oyuncu: Emily Beecham – Little Joe
Jüri Özel Ödülü: Bacurau (Kleber Mendonça Filho & Juliano Dornelles) ve Les misérables (Ladj Ly)
En İyi Senaryo: Céline Sciamma – Portrait of a Lady on Fire
Özel Mansiyon: Elia Suleiman – It Must Be Heaven
Diğer Ödüller
Altın Kamera Ödülü: Nuestras Madres (César Díaz)
Kısa Film Dalında Altın Palmiye: The Distance Between the Sky and Us (Vasilis Kekatos)
Kısa Film Özel Mansiyon: Monster God (Agustina San Martin)
FIPRESCI
Ana Yarışma: It Must Be Heaven (Elia Suleiman)
Belirli Bir Bakış: Beanpole (Kantemir Balagov)
Yönetmenlerin 15 Günü: The Lighthouse (Robert Eggers)

Platino Ödülleri’ne “Roma” Damga Vurdu

6. Platino Ödülleri’nde kazananlar açıklandı.

2019 Platino Ödülleri’nde kazananlar belli oldu. Geceye Alfonso Cuaron’un son başyapıtı “Roma” damga vurdu. Büyük ödül de dahil olmak üzere toplam altı ödüle layık görülen “Roma”yı, ikişer ödülle El Reino ve Las Herederas takip etti.

İşte kazananların tamamı:

EN İYİ FİLM: Roma, Alfonso Cuaron
EN İYİ YÖNETMEN: Alfonso Cuaron, Roma
EN İYİ SENARYO: Alfonso Cuaron, Roma
EN İYİ FİLM MÜZİĞİ: Alberto Iglesias, Yuli
EN İYİ ERKEK OYUNCU: Antonio de la Torre, El Reino
EN İYİ KADIN OYUNCU: Ana Brun, Las Herederas
EN İYİ ANİMASYON: Un día más con vida, Raúl de la Fuente ve Damián Nenow
EN İYİ BELGESEL: El silencio de otros, Robert Bahar ve Almudena Carracedo
EN İYİ İLK FİLM: Las Herederas, Marcelo Martinessi
EN İYİ KURGU: Alberto Del Campo, El Reino
EN İYİ SANAT YÖNETİMİ: Angélica Perea, Pájaros de Verano
EN İYİ SİNEMATOGRAFİ: Alfonso Cuarón, Roma
EN İYİ SES YÖNETİMİ: Sergio Díaz, Skip Lievsay, Craig Henighan ve José Antonio García, Roma
EN İYİ FİLM & DEĞERLER ÜZERİNE EĞİTİM: Campeones, Javier Fesser
SEYİRCİ ÖDÜLÜ: Roma, Alfonso Cuaron

Kubrick’in Senaryosu Dizi Oluyor

Stanley Kubrick’in “God Fearing Man” senaryosu mini dizi olarak televizyona uyarlanacak.

Usta yönetmen Stanley Kubrick’in, banka soyguncusu olarak tarihe geçen Kanadalı papaz Herbert Emerson Wilson’ın hayat hikâyesinden esinlenerek yazdığı “God Fearing Man” senaryosu, mini dizi olarak televizyona uyarlanacak.

Kubrick’in hayata geçiremediği birçok proje içerisinde yer alan senaryonun Media Musketeers, ForLan Films iş birliğinde mini dizi konseptine uyarlanacağı açıklandı. Stanley Kubrick’in senaryosunu yazdığı “God Fearing Man”, 4 saatlik mini dizi olarak hazırlanacak.

“God Fearing Man”; 20. yüzyılın başlarında yaşamış gelmiş geçmiş en iyi kasa hırsızlarından Kanadalı papaz Herbert Emerson Wilson’ın, ABD tarihindeki en başarılı banka soyguncularından biri hâline gelmesini ve suç yaşamına dönüşen gerçek hikâyesini konu alıyor.

Yapım aşamasında olan filmin oyuncu kadrosu ve teknik ekibiyle alakalı henüz bir açıklama yapılmadı.

Ruben Östlund Saraybosna Film Festivali’nin Jüri Başkanı Oldu

İsveçli yönetmen Ruben Östlund, 25. Saraybosna Film Festivali’nin jüri başkanlığını üstlenecek.

2017 yılında The Square filmiyle Altın Palmiye kazanan başarılı yönetmen Ruben Östlund, Saraybosna Film Festivali’nin bu yılki jüri başkanı olarak seçildi.

Bu yıl 16 – 23 Ağustos tarihleri arasında gerçekleştirilecek Saraybosna Film Festivali’nin Festival Direktörü Mirsad Purivatra tarafından yapılan açıklamada; “Östlund gibi seçkin bir yönetmenin festivalin jüri başkanlığını üstlenmesinden dolayı mutluluk duyuyoruz. Östlund, film anlatımı özgünlüğünü koruyan yönetmenlerden biri…” sözleriyle sinemaseverlere müjdeli haberi verdi.

Östlund’un The Square, Play ve Turist filmleri daha önce Saraybosna Film Festivali kapsamında seyirciyle buluşmuştu.

2019 BAFTA TV Ödülleri Sahiplerini Buldu

BAFTA TV Ödülleri (British Academy Television Awards) 12 Mayıs Pazar gecesi Londra’da gerçekleştirilen törenle sahiplerini buldu.

Televizyon dalında yapımların ödüllendirildiği geceye “Killing Eve” damgasını vurdu. En İyi Dram Dizisi ödülü, En İyi Kadın Oyuncu ve En İyi Yardımcı Kadın Oyuncu ödüllerinin sahibi olan “Killing Eve”, ödül töreninden 3 ödülle ayrıldı.

Gecede birden fazla ödül kazanan bir diğer yapım da “Patrick Melrose” oldu. “Patrick Melrose” En İyi Mini Dizi ödülünü kazanırken, Benedict Cumberbatch de dizideki başarılı performansıyla En İyi Erkek Oyuncu ödülüne layık görüldü.

2019 BAFTA TV Ödüllerinin Tümü:

İyi Dram Dizisi: Killing Eve En İyi Mini Dizi: Patrick Melrose
En İyi Erkek Oyuncu: Benedict Cumberbatch – Patrick Melrose
En İyi Kadın Oyuncu: Jodie Comer – Killing Eve
En İyi Yardımcı Erkek Oyuncu: Ben Whishaw – A Very English Scandal
En İyi Yardımcı Kadın Oyuncu: Fiona Shaw – Killing Eve
En İyi Komedi: Sally4Ever
En İyi Tek Bölümlük Dram: Killed By My Debt
En İyi Uluslararası Dizi: Succession

Ali Vatansever’e 10. Bari Uluslararası Film Festivali’nden Ödül

Ali Vatansever, 10. Bari Uluslararası Film Festivali’nde son filmi “Saf” ile En İyi Yönetmen ödülüne layık görüldü.

2012 yılında vizyona giren “El Yazısı” filmiyle adını duyuran Ali Vatansever‘in dünya prömiyerini Toronto Uluslararası Film Festivali’nde yapan son filmi “Saf”, festival yolculuğunu sürdürüyor. Amerika prömiyerini yaptığı Palm Springs Uluslararası Film Festivali‘nde New Voices New Visions bölümünün Özel Mansiyon Ödülü’ne layık görülen film, İtalya’da düzenlenen 10. Bari Uluslararası Film Festivali‘nden de ödülle ayrıldı.

Geçtiğimiz ay düzenlenen 30. Ankara Uluslararası Film Festivali’nde En İyi Yönetmen ödülünü kazanan Ali Vatansever, Bari’de de En İyi Yönetmen ödülüne layık görüldü.

Terminal Film, 2 Pilots Film ve 4 Proof Film’in yapımcılığını üstlendiği “Saf”; Fikirtepe’de bir gecekonduda yaşayan genç evli bir çiftin kentsel dönüşüm söylentilerinin mahallelerine düşmesiyle beraber dönüşen hayatlarını anlatıyor. Başrollerini Saadet Işıl Aksoy, Erol Afşin, Onur Buldu, Ümmü Putgül, Kida Ramadan ve Kutay Sandıkçı’nın üstlendiği film, sadece Türkiye’de değil, tüm dünyada kendini gösteren en güncel sorunlardan birine kamerasını çeviriyor.

Türkiye-Almanya-Romanya ortak yapımı olan “Saf”; T.C. Kültür ve Turizm Bakanlığı Sinema Genel Müdürlüğü, Film und Medienstiftung NRW ve Eurimages destekleriyle çekildi. Ayrıca film geçtiğimiz yıl Köprüde Buluşmalar’ın Work in Progress bölümüne seçilmişti.

TRT Ortak Yapımları Chicago Türk Film Günleri’nde

Türkiye Chicago Başkonsolosluğu ve Yunus Emre Enstitüsü (YEE) Washington DC tarafından düzenlenen Chicago Türk Film Günleri başladı.

Chicago’nun ünlü sinema merkezlerinden Gene Siskel Film Center’da düzenlenen ve bir ay sürecek Chicago Türk Film Günleri, “Türk İşi Dondurma” filminin ABD prömiyeri ile açılış yaptı.

Türkiye’nin Chicago Başkonsolosluğu ve Yunus Emre Enstitüsü (YEE) Washington DC tarafından düzenlenen Chicago Türk Film Günleri’nde “Türk İşi Dondurma”, “Babam ve Oğlum” ve “Çiçero” filmlerinin yanı sıra TRT ortak yapımı “Buğday” ve “Kalandar Soğuğu” yapıtları da sinemaseverlerle buluşacak.

Türkiye’nin Chicago Başkonsolosu Umut Acar, AA muhabirine yaptığı açıklamada tüm sinemaseverleri Chicago Türk Film Günlerine davet etti. Acar: “Bu akşamdan itibaren Chicago’daki sinemaseverler bir ay boyunca Türk sinemasının yeni ve en yeni örneklerini Gene Siskel Film Center’da izleme fırsatı bulacaklar. Chicago Türk Film Günleri’nin ana teması bu nedenle ‘Türkiye’den Yeni ve Daha da Yeni Hikayeler’ (New and Newer Tales From Turkey) şeklinde belirlendi,” dedi.

Chicago Türk Film Günleri kapsamında her hafta bir film iki gösterim ile izleyicilerle buluşacak.

TRT ortak yapımı “Buğday”, 12-14 Mayıs’ta, “Kalandar Soğuğu”, 18-23 Mayıs’ta etkinlik kapsamında gösterilecek. Etkinlik 25-28 Mayıs’ta “Babam ve Oğlum” ile devam edecek.

TRT ortak yapımı “Buğday”, 12-14 Mayıs’ta, “Kalandar Soğuğu”, 18-23 Mayıs’ta etkinlik kapsamında gösterilecek. Etkinlik 25-28 Mayıs’ta “Babam ve Oğlum” ile devam edecek.

72. Cannes Film Festivali’nin Kapanış Filmi Belli Oldu

Bu yıl 72’ncisi düzenlenen Cannes Film Festivali’nin kapanış filmi belli oldu.

14 – 25 Mayıs tarihleri arasında düzenlenecek 72. Cannes Film Festivali’nin seçkisi geçtiğimiz haftalarda açıklanmıştı. Festival seçkisinin açıklanmasının ardından birçok filmin festivale sonradan dahil olduğu bilgisi de sinemaseverlerle paylaşılmıştı. Quentin Tarantino imzalı “Once Upon a Time in Hollywood”, Abdellatif Kechiche’nin yönettiği “Mektoub My Love: Intermezzo” ve Gaspar Noe imzalı “Lux Æterna” filminin bulunduğu festivalin kapanış filmi olarak “The Specials”ın seçildiği duyuruldu.

2011 yapımı “Intouchables” ile tanınan Éric Toledano ve Olivier Nakache ikilisinin “The Specials” adlı yeni filmleri Cannes Film Festivali’nde görücüye çıkaracak. Vincent Cassel ve Reda Kateb’in başrollerini üstlendiği “The Specials”, günümüzün sorunlarına değinen toplumsal bir komedi. Filmin son dakika programına eklenmesinin ardından Cannes Film Festivali Direktörü Thierry Frémaux, “The Speacials”ın güçlü bir film olduğunu belirterek, filmin festivalde yer almasından memnuniyet duyduğunu belirtti.

Gerçek hayatta yaşanan olayları beyazperdeye taşıyan film; farklı dinlere inanmalarına rağmen 20 yıl önce otizmli çocuklara yardım etmek için bir araya gelen Stephane Benhamou ve Daoud Tatou’nun hikâyesini anlatıyor. “Intouchables”da olduğu bu filmde de halkın arasından gelen sağlık çalışanları ve gönüllüler hikâyenin merkezinde yer alıyor.